Sayfalar

27 Ocak 2013 Pazar

MIM


Daha havalı bir başlık bulamazdım herhalde :) Tam bir şeyler yazmak geldi içimden mimlendiğimi gördüm o zaman sıcağı sıcağına mimi yazalım ve de bilincimin altında kalanlar'a teşekkür edelim :)

1- Şu anda olsa çok sevinirim;
Bu soruya değecek daha güzel şeyler yazabilirim aslında ama soruyu yazarken bile aklıma çikolata geldi ama bu şekilde harcamak istemiyorum soruyu :) Şey olsun... Mantı :) Evet cevap veriyorum : mantı ve çikolata eminim, son kararım.

2- Şimdi orada olmak vardı;
Şimdi okulda olmak vardı ne güzel ders çalışırdık:) Şaka şaka Allah korusun ama bu da soru mu yani tabii ki *Kore* Şimdi orada olmak vardı karışan falan da yok anlamadığım halde etraf Kore alfabesiyle dolu diye sırıta sırıta arada ıssız yerlerde seke seke gezerdim :) Başka da olmak istediğim bir yer yok çünkü benim en mutlu olduğum yer ev ^^

3- Ah nerede o eski günler? Sahi neden insanlar eski günlere özlem duyarlar?
Öncelikle kendim bir şeyler yazmadan önce Twitter'da bununla alakalı olabilecek güzel bir söz okumuştum onu paylaşayım ;
''Hep geçmişteki gözyaşlarımızı hatırlayıp güleceğimizi düşünürdük oysa hiç geçmişteki kahkahalarımızı hatırlayıp ağlayacağımızı düşünmemiştik...'' 
İşte geçmişteki kahkahalarımızı düşünerek ağlıyoruz ama bunun bir anlamı yok çünkü geçmişi asla geri getiremeyiz.Asıl soruya gelecek olursak geçmişin hep daha güzel olduğunu düşündüğümüz ve bugünü göremediğimiz için olabilir.Evet anıları yaşatmak, arada hatırlayıp gülümsemek normal mesela bugün dershaneden gelirken çocukken oynadığımız parkın önünden geçiyordum o çocukluk günlerimi hatırladım ki ben hala çocuk sayılırım gidebilirim yani parka ama o çocukluk şevki kalmamış, yaşlanıyoruz tabii :P 
Neyse ya bunu daha fazla uzatmak istemiyorum çünkü çok absürt yerlere dalabilme potansiyelim oldukça yüksek :D

4- Neleri özlüyorum;
Yukarıda da söylediğim gibi çocukluğumu özlüyorum, ders çalışma kaygımın olmadığı günleri özlüyorum, geçenlerde yediğimiz mantıyı özlüyorum, bir tavşanımız vardı onu özlüyorum:( , ilkokul arkadaşımı özlüyorum... işte bir kısmı bunlar :)

5- Çok severim;
Ooo bir sürü şeyi çok severim ; İnternet'te takılmayı çok severim, Blog-Facebook-Twitter üçlüsü aynen Bermuda şeytan üçgeni gibi sürekli beni içlerine çekerler.Ailemi çookk severim, televizyonumuzu, bilgisayarımızı çok severim.Tavuğa bayılırım, mantıya biterim.Kahve+çikolata vazgeçilmezim.Kore dizilerine hasretim.Müzik dinlemeyi çok severim, kitap okumayı severim.Dershanede birinci dersleri kaçırmayı çok severim.Alpella üçgen favorim... Bu kadar yeterli mi, yoksa devam edeyim mi? :)

6- Nefret ederim;
Azıcık düşünmem lazım çünkü kolay kolay nefret etmem.Ah bilgisayarın donmasından nefret ederim kelimenin tam anlamıyla hemde... Cevapsız bırakılmayı sevmem, kendini beğenmişleri sevmem, evet hatta onlardan nefret ederim.Yeter ya kendimle çelişkiye düşeceğim az daha yazarsam :)

7- Bu günlerde çok dinledim;
Selena Gomez_Love you like a love song
Demi Lovato_Give your heart a break
Maroon 5_One more night
Mehmet Erdem_Herkes aynı hayatta
One Direction_Kiss you
Ve tabii ki olmazsa olmazımız kulağıma pamuk tıkayamayacağıma göre PSY_Gangnam Style

8- Şimdiki ruh halim;
Uykulu... Gecenin köründe oturmuş mim yazıyorum :) Bir de yarın dershaneye gideceğim neyse ki bitmek üzere.

Bundan önceki mimde unutmuştum birini mimlemeyi bu sefer de mi unutsam? :) Sequins from life'ı mimliyorum çünkü cevaplarını çok merak ediyorum ama 3. soruyu pas geçebilirsin ;) 

24 Ocak 2013 Perşembe

Blog mu, o da ne ?



Şimdi ben, kendim, bizzat 12. sınıf öğrencisiyim her fırsatta söylemekten çekinmediğim gibi yine söyleyeceğim 2 ay sonra YGS dört buçuk ay sonra da LYS'ye gireceğim ondan sonra da... sonrası Allah kerim :) Yani sizin de hak vereceğiniz gibi hayatımın en yoğun dönemlerinden birini yaşıyor olmam lazım ama ben sisteme yenik düşmedim :) Her 12. sınıftan farklı olarak ders çalışmıyorum ve gelecek planlarım arasında  da yok :) Bu zamana kadar planladım olmadı bari bundan sonra da akışına bırakayım.12. sınıfa başlarken keşfettiğim ve ders çalışmama engel olan sebeplerden biri belki de en büyüğü blog [Merve Fatma arkadaşıma özel eğer burayı okuyorsan sen geçen yıllarda da çalışmıyordun suçu bloga atma deme belki 12. sınıf psikolojisi ile çalışırdım:)] işte blogla tanışma hikayemi anlatacağım burada.Benim öyle Youtube'da rastgele gördüğüm bir K-pop şarkısıyla aşık olduğum bir oppam ve fanı olduğum bir grubum yok bu yüzden blogla tanışma hikayemle yetineceksiniz :)

Günlerden bir gün yine her zamanki gibi ders çalışmak dışında hiç bir işim yok e o da benim işime gelmiyor.Dışarıda aklıma gelen bin bir türlü konudan eser yok Google'ı açmışım bir konu bulup araştıracağım ders çalışmaktan kaçmak için:) İşte Kore ile ilgili bir şey yazmışımdır kesin sıkılınca böyle yapardım çünkü.Bir siteye girdim en azından ben öyle düşünüyordum o sıralar blog nedir bilmiyorum:) Saadet Kore'de blogunun Kore'ye gidiş hikayesini okuyorum bir video ile Koreyle tanıştığını ve ani bir kararla da değişim yaparak gittiğini falan okuyoruz kuzenimle sonra ilgimi çekti aşağıda da ''sonraki yazı'' gibi şeyler görünce okumaya başladım ben her gün başka bir zaman da PERİ TV diye bir blogla tanıştım tabii yine tesadüfen bu iki blog da sık kullanılanlarda yerlerini aldılar bu arada ben Peri TV'nin bütün yazılarını okudum hala çakmadım blogun ne olduğunu:) Evet bir bloggerın bütün yazılarını okuyup bitirdim sonra bu site(!) neymiş ben de bir kayıt olayım diye girdim Periyi takip ettim sonra hatırladım Saadet'te de aynı buton vardı onu da takip ettim ki ne göreyim ikisi de aynı kapıya çıkıyor:) Sonra anladım ki net aleminde böyle bir çete varmış :) Dünya üzerinde bir sürü blogger varmış o sırada aklıma 3 Idiot'taki Raju'nun blogu ve de Playfull Kiss'teki Seung Jo'nun annesinin blogu geldi:) Ne kadar da ayrıntıya dikkat ediyorum değil mi? İşte blogun ne olduğunu öğrenmemle kendime de bir tane açmam bir oldu :) Niyetim neydi ne yazacağımı düşündüm hiç bilmiyorum öylesine açtım işte :) Zaten uzun(!) bir süre de etkin olmadım keşke biraz da olmasaydım ama neyse :)

Belki iyi bir yazıcı değilim ama iyi bir okuyucuyum hatta iddia ediyorum bazı bloggerların yazılarını kendilerinden bile çok okumuş olabilirim:) Mesela yukarıda yazdığım Peri TV'nin her postunun altına yorum yapan bir kız vardı hatta gıcık olmuştum böyle her yazının altında görmekten :) En son bakayım dedim kimmiş bu ? guzzi's world ^^ Evet okuyorsan itiraf ediyorum ilk başlarda sana gıcık olmuştum :) Baktım ve gördüm guzzi adında dünyaya tek geliş amacını yorum yapmak olduğunu düşündüğüm biri işte :D Evet ben de çoğu yazıyı okuyorum ama hepsinin altına da yorum yaparak okuduğunu göstermek zorunda değilsin :P haha biraz kıskandığım için çamur atıyor olabilirim çünkü blogtan haberim olmadan önce okuduğum Peri Tv'yi ve Saadet'i saymazsak her yazısını okuduğum ve beğendiğim tek blogger :) Aslında beğendiğim bir çok blogger var hatta beğenmediğim yok diyebiliriz ama bütün yazılarını bitirmedim onların :) Roman okuyor gibi post okuyorum resmen ya :) Ama böylesi daha eğlenceli yani iyi bir okuyucuyum derken öylesine demiyordum bir gün hiç sesim soluğum çıkmazken sizin de bir yazınızın altına bütün yazılarını bitirim diye yorum atabilirim :) Sürpriz olur ama severim sürprizleri özellikle ben yapınca ^^

Bana da yaz demeyegörün hiç sıkılmıyorum maşallah ama çok uzattım zaten sevdiğim boggerlar yan taraftan görülüyor oradan bakıverin bi zahmet her şey de devletten beklenmez ki canım :)

Varın siz karar verin blogla tanışmam iyi mi olmuş kötü mü?

22 Ocak 2013 Salı

Bildiğim Filipince kelimeler~~



Aslında ''Filipince'' kelimesinin altı kırmızı çizgi ile çizildiği için dillerinin böyle yazılmadığını düşünüp kendime Google it dedim ama Google'da da böyle yazıyordu Filipinler Dili diye uzatmayı da tercih etmediğim için bu şekilde kullanıyorum.Neyse bu kadar dil muhabbetinden sonra nereden öğrendim ben bu kelimeleri onu yazayım.Facebooktaki bir arkadaşımdan öğrendiğim bir kaç kelime bunlar ileride pek bir faydası olacağını düşünmüyorum ama ben dillere meraklı bir insanım ve çeşitli dillerle konuşmayı çok seviyorum.Hem ne demişler bir dil bir insan, iki dil iki insan.Belki iki insan olamayız ama bir buçuk insan oluruz biz de :)

masaya_mutlu
masaya ako_mutluyum (ikisini de yazıyorum çünkü bizdeki şahıs eki yerleştirme mantığını anlayın diye)
ıngat ka_kendine iyi bak
salamat_teşekkürler
paalam_güle güle
ayos long ako_iyiyim
mahal kita_seni seviyorum
waht_ne
ah pacncxa poh pasensya_özür dilerim
oo_evet
san k pupunta_nerelisin
ako_ben
tayo_biz
ikaw_sen
tingin kasa akin_bana bak
akin_benimki ya da beni, bana
din_ayrıca
anu gawa mo_ne yapıyorsun
walang anuman_rica ederim

Bu kadarmış hepsi ama ben sınavım bittikten sonra öğrenmeye devam edeceğim o zaman devam edebilirim buraya yazmaya da.Filipince çok farklı gibi hani tamam hangi dil farklı gelmez ki insana ama İngilizce ve Almanca gibi değil işte daha farklı anlayın artık:) Mesela -kendine iyi bak- gibi çok nazik, kibar, hoş bir kelime yerine -ıngat ka- farklı geliyor hiç demem daha iyi :)

Nerelerde kullanabiliriz bunları;
1)Telefon, pc vs. şifrelerinde -ama unutmayacağınız basit bir kelime olsun- çok kullanışlıdır çünkü çözmeleri sevdiğim bir blogerın deyişiyle sıfırın alfa komşuluğunda:) Mesela ben salamatı telefon şifrem yapmıştım tabii herkese de söyledim orası ayrı neyse bir kelime öğrenmiş oldular :)
2)Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerindeki Filipinlerli arkadaşlarınıza hava atabilirsiniz :)
3)İlla yabancılara hava atmanıza gerek yok konuşmalar sırasında araya iki kelime sokup kendi arkadaşlarınıza da hava atabilirsiniz.
4)İleride hepimizin Kore'ye gitme hayali var biliyorum illa Kore olmak zorunda değil bir çok ülkeye daha gittiğinizde Filipinlerli arkadaşınız da olması muhtemel onlara kullanarak sempatilerini kazanabilirsiniz.
5)E bir de Filipinler'e yolunuz düşerse en azından halinizi anlatmak için bir kaç kelime biliyor olursunuz.

Altı ütü bir kaç kelime ama kullanım kılavuzu yazdım neredeyse ^^

Basit bir de gramer kuralına değinelim o zaman yukarıda yazdığım gibi şahıs ekleri yok onlarda ama kişi zamirlerini (ben, sen...) kelimenin sonuna ekleyerek şahıs eki yapıyoruz.Mesela masaya-mutlu masaya ako-mutluyum ya da masaya ikaw-mutlusun oluyor.Ya da ayos long iyi demek ayos long ak- iyiyim olmuş.

Son olarak söylemek istediğim o -özür dilerim- ne zor bir kelime ya aynı şekilde hiç kullanmam daha iyi :) Ayrıca evet demek de çok basitmiş (oo) herkese derim ben gidersem ^^

Duyduğuma göre bir kelimenin karşılığı kırk yıl kölelikmiş artık kelime sayısıyla çarpın ona göre hesaplayın işte borcunuzu ^^

20 Ocak 2013 Pazar

Öğretmenlere bir haller oluyo...

...çünkü sözlü notlarım 95-100 gibi en düşüğü 80.Böyle bir şey mümkün mü? Nasıl olur değil mi? Benim bildiğim sözlü notu 60-70'tir. Ya 100 diye not mu olur :D Hatta e-okulun şu haliyle taktir alıyorum :) Ama bir kaç öğretmen yazılı notlarını girince düşecek.Tamam bu kadar yeter sistem durdurulsun, dağıtın karneleri :D Girselerdi bugüne kadar canım diyeceğim ama kendime de -sen yazılıya girdin mi ki adam e okula girsin notunu- diyerek haddimi bildiriyorum.Değil mi ne haddime konuşmak bu notların üstüne :) Mezun olanlar yaşadı mı bu duyguyu bilmem ama sınav heyecanını çıkarırsak ki bende zaten yok 12. sınıf olmak çok güzel bir şey.Toleranslar, yüksek notlar, ders işlememeler... Okul puanları önemli olduğu içindir yapılıyor sanırım bunlar inşallah bizden sonra gelenler de yaşar bu güzel duyguyu :) Sanki biz öğretmelerin eğitim sistemine karşı verdiği tepkinin nimetlerini yiyormuşuz gibi ''Sen misin her okuldaki yazılıları bir tutup sadece okul puanını alan al kızım Hatice sana 100'' hehe neyse durum benim aleyhime ama ben halimden memnunum :)
Tamam taktir istemiyorum bitsin artık şu okul ya sıkıldım :(
Bir de şu anki durumumu anlatan bir şey geldi aklıma; (aklıma gelmedi yani hatırladım)

Study..study..stud..stu..stu..st..s..sl..slee..sleep 

Herkese good night, guten night ve iyi geceler  o zaman^^

18 Ocak 2013 Cuma

Türkçe popa ;

Son zamanlarda bir yandan K-pop diğer yandan bilumum yabancı müziklere yönelmem sebebiyle Türkçe şarkılara ara verdim sanırım.Aslında tek sebep başka tür müzik dinleme değil tabii istesem dinlerdim ama son zamanlarda çıkan bazı şarkılar bende fazlaca ön yargı oluşturdu.Ön yargılarımı oluşturduğum mekan kesinlike bizim servis :) İnan abinin sevmediğim şarkıları özellikle seçtiğini düşünüyorum ya da daha olası bir ihtimalle İnan abiyle müzik zevklerimiz birbirini nötrler o derece zıtız yani :) İşte sonuç olarak son dönem şarkılarının çok da güzel olmadığını düşünerek Türkçe şarkılardan uzak kaldım ama eski şarkıları tenzih ederim çünkü bazı nostaljilerin yeri hala ilk günkü gibi...Biraz klişe olacak ama onlar şarap gibi yıllar geçtikçe değerleri artıyor.
Ama bugün Türkçe popa haksızlık ettiğimi anladım.Cidden de ne kadar zevklerimin yabancı müziklerle daha çok uyuştuğunu düşünsem de ana dilimizde müzik dinlemek gibisi yok.Az önce kendi arşivlerimden sıkıldığımı hissettim ve kendime yapmayı yasakladığım bir şeyi yaparak Youtube'dan rastgele şarkılar dinledim ki geçmiş zaman kullansam da bu eylemim halen devam ediyor :) Şimdi anladınız mı neden yasakladığımı ? Çünkü buna bir başlarsam kendimi durduramıyorum ve saatler boyunca aç kalan ruhumu doyuruyorum :) Bu ifade çok kaba oldu ya müzik dinliyorum işte daha normal ^^
Ve gördüğünüz üzere oradan da bloga atladım.
Sınavına 2 ay kalmış bir YGS öğrencisi mi? Çıkaramadım.Ders çalışmak da hak getire ^^

Yeni olup olmadıklarını bilmiyorum ama bazılarını yeni duyduğum bir kaç şarkı ;

Nil Karaibrahimgil_Ben buraya çıplak geldim;


Ogün Şanlısoy_Hadi beni güldür biraz;


Yüksek Sadakat_Kafile;


Gripin_Dalgalandım da duruldum;


Durdurun beni çünkü bütün Youtube'u buraya taşıyabilirim #biz de abarttık ama kekini kabarttık

Sonuç olarak Türkçe popa koca bir özür borçluyum bundan sonra ön yargılara kapılmamaya ve Türkçe popu İnan abininkilerle sınırlandırmamaya daha dikkat ederim :)

O halde hadi bana şarkı önerin :)

15 Ocak 2013 Salı

''AŞK'' olsun.

Sebebim, niyetim, bilinmezliğim, sonsuzluğum sen ; gözüm, elim, yüreğim sen.Kırıyorsam seni bu benim dengesizliğimdendir, şaşırmışlığımdandır.Kendimle kavgalıyım ben, bir yanım sana tutkun bir yanım çok bencil.Kayboluşlara vuruyorum kendimi seni üzdüğümü bilmeden.Her kayboluşum yara açıyor sende.Ah ben! Nasıl da vurdumduymaz oluyorum bazen. Seni delirtiyorum.Bakma sen bana, içimdeki aşkın büyüklüğünü ölçme bunlarla ''seviyorum'' diyorsam seni seviyorum(öyle), bazen gereğinden fazla ''erkeğim'' diyorsam bağışla.Hani gideceksin ya bir gün, sensiz olmaya gücüm yok, harcım değil.Yüzünle, duruşunla, gülüşünle, bakışınla, konuşmanla, çocukluğunla, olgunluğunla, kızgınlığınla, şaşkınlığınla işlenmişsin içime,alışmışım sana, sahiplenmişim...
Ne değiş ne değiştirmeye çalış beni çünkü böyle sevdik birbirimizi.

R.....

14 Ocak 2013 Pazartesi

Biri beni okula göndersin, lütfen

Yazılı var diye okula gitmeyip sonradan yazılı olmuşsunuzdur mutlaka hepiniz.Hah işte o bende bağımlılık yaptı :) Ya gidemiyorum okula bir türlü.Yazılı haftası bitmek üzere herkesin 2-3 yazılısı var benim 6-7 tane var daha:) Bir de işin ilginci okul bitecek ben daha matematikten 1 yazılı olmuşum.Artık hocalar alır beni öğretmenler odasına yazılı kağıtlarının biri gider öteki gelir :) Neyse yarın gideyim bari daha fazla kaçmak olmaz korkularımla yüzleşmem gerek artık :) 

Bu arada burnumda 6.2 şiddetinde bir sivilce çıktı :( Yarın da mı gitmesem ? Tamam sustum.

10 Ocak 2013 Perşembe

Computer Pics. (4)


:'( Maalesef bu eşekliği ben de yaptım.Şu YGS muhabbetlerinde sınava kaydolmak için para yatırma işi vardı ben de arkadaşa e baban yatırsaydı ya dedikten sonra babasının öldüğü aklıma geldi:( Çok geç olmuştu ama bir şey de demedi zaten ama belli kalbini kırdım.Bir kaç gün önce oldu ama hala aklımda :( İlk defa böyle hissediyorum iki saniyede bir insanın kalbini kolayca kırıverdim azıcık dikkatli olsam böyle olmazdı özür de dileyemiyorum daha da açmamak için konuyu :( Allah bizi sevdiklerimizle özellikle ailelerimizle imtihan etmesin ve ben de dahil insanlara duyarlılık versin.


Resme bakınca kendimi de sorguladım çünkü ben eşitliğin ilk resimdeki gibi olduğunu düşünürdüm.Ama çok doğru önemli olan adaleti sağlayabilmek.Zaten Allah yarattığı kulu biliyor hukukun olduğu bölümde değilim merak etmeyin yani:) Adalet sadece mahkemelerde olmaz hayatta da elimizden geldiği kadar adil olmak dileğiyle...


Güzeldir tabii :) Allah herkese böyle sevenler nasip etsin :)


Kristen Stewart <3 Hakkındaki dedikodulara rağmen çok seviyorum, çok doğal bir yüzü var :) Salaş ve insanları takmayan bir kişiliği var gibi... Bazıları mimiksiz olduğunu düşünse de çok iyi bir oyuncu bence.


O değişmedi, büyüdü gibi bir Smiler'lık yapayım mı? :) Yep! It's me.Im a smiler ^^ Özel hayatı bizi ilgilendirmez ama Liam'a da gıcık oluyorum artı parantez belirteyim :)


Ronaldoooo !!! Gool!! Çok seviyorum maç izlemeyi özellikle Ronaldo oynayınca hehe ^^ Aslında ben Messi taraftarıyım ama resimlerde Ronaldo çıktı :) Zaten onu da seviyorum ama 2. olarak;)


Beyaz arka planda çok güzel duruyor değil mi? Hyoyeon fighting ^^ Ayrıca sana mavi çook yakışıyor :))


Yine bir Koreli kız.Makyaj mı dersiniz estetik mi derseniz bilmem ama bu Korelilerin (Uzak Doğuluların) çok farklı bir havası var bizde olmadığını düşündüğüm...Çok şekerler, çok şirinler...

Bugün de bilgisayardan bunlar çıktı.Rastgele seçiyorum bu resimleri onun için belli bir konuda değil benim için de sürpriz oluyor yani:) Yazması da eğlenceli ^^

6 Ocak 2013 Pazar

SAÇMALARDAN SEÇMELER...(4)


Haha bunu hazırlayanı cidden merak ediyorum:) Hani görmemiştir diyeceğim de görülmeyecek gibi de değil be abi! Neyse belki de o da komikliğine yapmıştır deyip gülelim:) Çünkü aksi ihtimali düşünmek istemiyorum.Ama şu soruyu da sormadan gitmeyeyim FOTOĞRAFTAKİ FUTBOLCU KİMDİR?


Hahaha Kahramanmaraş PÜSÜĞÜ :))))))
Belki de bilmiyorsunuz burada kediye püsük diyorlar ama burada bile çok kaba karşılanıyor belirteyim herkes demiyor yani:) Ben püsüğe gülüyorum baksanıza ya:) Oh elinde tesbih önünde çay tabii bir de şişko:) Şeker şey^^ Bu arada en yukarıdaki kedi zaten gözükmüyor ama İzmir'e ya da İzmirlilere hakaret amaçlı değil sadece eğlence olsun diye paylaşıyorum.Zaten İzmir'i severim ben orada da üniversite okumak istiyorum inşallah.


Aynen katılıyorum bazen yazılıya gireceğimiz zamanlarda neyi bilmediğimi bile bilmeyerek giriyorum:) Ama lanet olsun yine de yüksek alıyorum:) Yüksek dediğim de 5 falan değil ama en azından 1 de değil ;) Şanslı mıyım ne?:) Aman nazar değmesin ha:)


Çok iğrencim biliyorum ama komik:) Şimdi anladınız mı Maraş dondurmasının özelliğini:) İşte sır bu!


Sadece iğrençlik olsun diye koydum, evet.


Space war haha ^^ Space var da böyle olur değil mi?


Bu gün gıcıklığım üstümde:)


Helal olsun!Cidden diyorum helal olsun bunu yaptırabildiyse bravo! Ama iğreniyor muyum? Evet :/

Ablam yatıyoruz diye beni çağırıyor inatla bunları yazıyorum.Çok zor şartlar altında çalışıyorum, çok:)

5 Ocak 2013 Cumartesi

9 End 2 Outs: Arkadaşlıktan bozma bir aşk...



9 End 2 Outs aşkın beyzbol ile anlatıldığı 2007 yapımı bir romantik-komedi.Aslında dizi eski.Çok yerde görmesem de izlemişsinizdir diye düşünüyorum ama benim sınıf arkadaşlarım dahil olmak üzere Kore fanlarının sayısı günden güne artıyor:) Aramıza yeni katılanlar için bilgilendirme, diğerleri içinse hatırlatma olur;)


Başrollerde Su Ae ve Lee Jung Jin var.Namı değer Nan Hee ve Hyung Tea...Bunlar 30 yaşlarına gelmiş iki arkadaşlar Kızımız Nan Hee evinden ayrılıyor ve kalacak yer bakıyor.Hyung Tea da ne tesadüf bir tatil planı yapıyor:) Bilin bakalım ne olacak ? Nan Hee Hyung Tea'nın evine yerleşiyor ama aksilik o ya Hyung Tea'mız tatiline gidemiyor:) Ee ne olacak şimdi ?-tabii ki aynı evde kalacaklar- :) Çünkü böyle olmazsa iki arkadaş birbirlerine aşık olamazlar.Neyse efendim Nan Hee'nın genç bir sevgilisi var.Bir de oğlanımızın geçmişten kalan aşk acısı...Öğrenirsiniz zaten biraz izledikten sonra.Nan Hee'nin genç sevgilisine ayak uydurabilmek için yaptıkları, beraber yaşarkenki komiklikler sizi güldürecek ee arada iki aşk olayı da var tabii:) Eski sevgililerin dönmesi, yeni sevgililer...
Ama sonuç ne? Arkadaşlıktan bozma bir aşk :)

Bildiğimiz Kore dizilerinin klişe konuları aslında ama bildiğimiz her Kore dizisi gibi bir kaç günde bitirebileceğiniz, bol bol eğleneceğiniz, aşkı göreceğiniz, gülümseyebileceğiniz bir dizi sonuç olarak.Tamam buraya kadar her şey güzel ama beyzbol nerede? Hani şu bahsettiğimiz klişelerden kurtulmak için mi araya beyzbolu sokmuşlar? Ah unutuyordum Yoona da oynuyor bu dizide.Şu aşk üçgenlerinin birinin içinde bulunuyor kendisi.Tamam daha ayrıntılı bilgi verirsem 30 yaşındaki Nan Hee'nın genç sevgilisini seven kız olarak biraz gıcık bir tipi oynuyor aslında ama sevmiştim ben.Yoona'yı ilk bu dizide görmüştüm, oyuncu olarak tabii:) Aslında zaten bu da İnternet üzerinden izlediğim ilk Kore yapımı yeri ayrıdır bende yani:)Ne diyorduk? Beyzbol... İşte pek anlam veremedim bu olaya.Aşkı beyzbola mı benzetmişler boyzbolla mı anlatmışlar ya da anlatmaya çalışmışlar ne.Yoona'nın (yazar) yazdığı bir kitap beyzbolla ilgili.Orada çıkıyor karşımıza bir de genç aşığımız beyzbol oyuncusu onun dışında bir beyzbol maçı bile göremedik.Gerçi görsek de bir şey anlamazdık çünkü ülke olarak beyzbola ilgimiz olduğunu düşünmüyorum:) İlgilenen var mıdır ki? :) İşte belki de bunun için anlam veremedim ama neyse...



 İşte meşhur Nan Hee'miz bilmeyen yoktur herhalde:) Su Ae çok beğendiğim bir oyuncu.Oyunculuk açısından, güzellik açısından, her açıdan işte:) Bu dizinin de hakkını vermiş.Çok komikti ya bazı yerlerde bayağ güldüm.Kendisi TRT ekranlarında da verilen Denizler İmparatorunda da oynamıştı ama oradaki rolü duygusaldı orada da çok sevmiştim sonra bu dizide izleyince çok faklı geldi ama alıştım.Her rolün hakkını veriyor maşallah:) Ama şunu da söyleyeyim Denizler İmparatorun'dan kalma mıdır nedir kadının gülerken bile gözlerinde acı görüyorum gibi oluyor.Evet kesin Denizler İmparatorundan kalma...



Bunlar da oyuncular ve isimleri yukarıya yazmadım hepsini.Zaten ilk ikisini biliyorsunuz.Diğer kızımız esas oğlanın eski aşkı.Aslında yeni de olabilirdi ama kalp bu ya kız gurbetten dönünce Hyung Tea aslında onu sevmediğini anlıyor:) Son kişi de genç aşığımız:) Playfull Kiss'de de oynamıştı.Bu çocuk da hep ikinci adamı oynuyor var mıdır acaba esas oğlanı oynadığı bir dizi? Buna da çok acımıştım aşkı yaşı kadar küçük değildi bence.Seviyordu gerçekten ama olmadı işte:( 


Bu dizinin tanıtım resimleri bile en az dizi kadar komik:)

Son olarak aklımda kalan şeyler hiç de Kore fanı olmayan hatta benim yüzümden Kore'ye gıcık olan ablamın dizi boyunca ve dizi bittikten bir süre sonra daha Hyung Tea, Nan Hee  (dizideki kabaca seslenişleriyle) demesiydi.Bir de diziden bir söz kaldı aklımda tam olarak hatırlamasam da (lütfen bunu küçümsemeyelim bu diziyi 3 yıl önce falan izlemiştim) -erkeklerin aşkı tenler birleşince biter kadınlarınki ise yeni başlar- demişti Nan Hee'nin arkadaşı bilin bakalım kimin için? :)                                       


Bölümlerden resimler; Bu kısmı diziyi izlemeyenler atlayabilirler;)



Ahaha Nan Hee ağlıyor, Jung Joo kıza ağlayarak yalvarıyor, Hyung Tea da ev pislenmesin diye çocuğun ayakkabılarını çıkarmaya çalışıyor:))  Alemsin Hyung Tea ya:)


Bkz. kağıt oynarken kendinden geçmek:) Al aşık ol işte bu kıza:) Normalde önce aşık olunur sonra doğal davranılır bu sefer önce tüm doğallıklarıyla birlikte yaşadılar en sonunda aşık oldular:)


Bu kısmı hatırlamıyorum ama kesin düşürmüştür kızı.Kesin yani bunun Korelisi Türkü yoktur bence herkes gıcıklığına düşürür:)


Kim o röntgenci ?? Kesin işyerindeki kızdır.''O da kim'' mi? Her dizide olduğu gibi yakışıklı ve durumu iyi oğlanımızın eski aşkı ile dizinin de konusu olan gerçek aşkı arasındaki kız (tanıma bak be!).Ama Hyung Tea söylemişti başka birini sevdiğini kız bunu bile bile kabul etti.Bizden günah gitti yani:)

 5 tane falan dizi müziği olacak sevdiğim birini paylaşayım;



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...