Sayfalar

27 Şubat 2013 Çarşamba

**Bildiğim Endonezya kelimeleri**

''http://lowerkorea.blogspot.com/2013/01/bildigim-filipince-kelimeler.html ''yazımda bildiğim Filipince kelimeleri yazmıştım şimdi de biraz Endonezya Diline bakalım ;) Ama aslında bu ülkelerden dizi/film izlersem bildiğim kelimeler kulağıma daha çok takılır ve yeni şeyler öğrenebilirim değil mi? :) Bu yazıyı yazarken geldi aklıma. Filipinler'den ya da Endonezya'dan bildiğiniz güzel dizi/filmler var mı?

halo_merhaba
ya_evet
oke_tamam
tidak_hayır, hiçbir şey (no, nothing)
saya_ben
senang_mutlu
(arada bir cümle kuralım ---> saya senang = mutluyum)
burada da Flipince gibi şahıs ekleri kullanılmıyor Türkçenin aksine...
terima kasih_teşekkürler (dikkatimi çekti iki kelimeden oluştuğuna göre teşekkür ederimdir bence bu cümle)
kamu_sen
kita_biz
aku mencintaimu_seni seviyorum
sedıh_üzgün
(saya sedih = üzgünüm)
apa kabar_nasılsın?
saya baik_iyiyim [buradan baik = iyi çıkartabiliriz;)]
dan kamu?_ve sen? ---> dan = ve
saya juga baik_ben de iyiyim ----> juga = de, da
sampai jumpa_görüşürüz, güle güle
laki-laki_erkek  [tek kullanınca da aynı anlama geliyor mu bilemiyorum:)]
perempuan_kız
wanita_kadın
ayah_baba
Ibu_anne
kakak (senden büyük erkek ya da kıza söyleniyormuş)
adik ise senden küçüklere söyleniyormuş :)
maaf_özür dilerim [tam olarak karşılıyor mu bilemiyorum ama üzgünüm(sorry) anlamında]
Aku merindukanmu_I miss you ( Türkçe'sini zaman belirtebileceği için yazmadım zamanlar uyar mı bilemedim...)
Subuh, dhubur, ashar, maghrib ve Isya ---> namaz vakitleri
mengurus diri sendiri_kendine iyi bak
apa_ne?
dari mana asalmu_nerelisin?
lihat aku_bana bak  ----> ben ve bana değişmiyor anlaşılan belki başka şeyler de değişmiyordur ama şimdilik bunu anlamış olalım :)
cevap niteliğinde bir kelime gelmiş ;
diriku_myself
apa yang kamu lakukan?_Ne yapıyorsun?
bodoh_aptal :) Endonezya'ya yolumuz düşer de gidersek biri bize bodoh falan derse altta kalmayalım hehe ama anlam farklı çıkarsa bir de karşıdakiyle kavga etmişseniz kelime yüzünden sorumluluk kabul etmem :P

Alfabe: (Okunuşlarıyla) ;
A:a  B:be C:ce  D:de   E:e   F:ef   G:ge   H:ha  I:i [araya girmiş gibi oluyorum ama alfabeler İngilizce olduğu için i yok ama Endonezya'da da varmış demek ki i varsa ı da vardır diye düşündümdü :)]  J:je   K:ka   L:el   M:em    N:en   O:o   P:pe   Q:qi   R:er   S:es   T:te  U:u   V:ve   W:we   X:ex   Y:ye   Z:zet

Kelimelerle devam ediyoruz;

Siapa  namamu_İsmin ne?
Saya sangat baik_harikayım
selamat pagi_günaydın
selamat siang_good afternoon diyelim :P
selamat sore_iyi akşamalar
selamat malam_iyi geceler
hari yang baik_iyi günler
sama sama _rica ederim [bu dilde ikili kullanım mevcut ve yaygın anlaşılan ama bu ne ya dalga geçiyor gibi ''he he sama sama'' :)]
sayang_bebeğim,tatlım... işte böyle gider bu :) Birine güzel bir şekilde hitap etmek diyelim çünkü sadece bunu kullanıyorlar siz bakmayın bizdeki canım, gülüm vs. kelimelerin bolluğuna biz sevgi dolu bir milletiz ama herkes böyle değil işte :P hehe neyse bilmiyorum kültürleri hakkında yorum yapmayayım ama İngilizcede de fazla sevgi sözcüğü yok babe deyip duruyorlar. İşte bu tek kelimeyle idare ediverin :)

jaga dirimu_kendine iyi bak yazmışım ama hatırlarsanız aynı cümlenin yukarıda farklı bir söylemi daha var demek ki ikisi de veda cümlelerinden takmayalım fazla değil mi? Dil bilimci değiliz sonuçta :)

senang mendengarnya_glad to hear that [bana da pek doğru gelmedi ama neyse :)]
hanya onnline saja_just onnline [bunu ne gibi bir yerde kullanırsınız bilemedim ama Endonezya'dan biri ne yapıyorsun falan dediğinde artık o şekilde ancak :)]

Bu kadardı kelimelerimiz ama şunu belirteyim bunlar resmi bir yerden falan değil bu dilin kursuna da gitmedim sadece oradaki arkadaşlardan öğrendiklerim. Bu yüzden hiç bir kelimenin/cümlenin garantisini veremem ya da doğru olsa bile hatalı olabilir. Yazım kurallarına uyulmadan yazılan direkt konuşma dili olabilir yani :)
Ama ben de yazarken dikkat ettim belli başlı kalıp cümleler var bu yüzden gerçekten yolunuz Endonezya'ya düşerse ya da Endonezyalı biriyle tanışırsanız çok yardımcı olabilecek şeyler. O zaman kendime iyi ki sormuşum diyorum ve kendimi tebrik ediyorum :)
Bu arada bunların kullanım kılavuzunu yukarıda linkini paylaştığım yazıda yazmıştım ne yapayım ben bu kelimeleri diyenler için bir göz atmalarını öneririm ;)

NOT: Merak ettiğiniz bir şey olursa yorum bırakabilirsiniz. Ben bilmeyebilirim ama beraberce öğreniriz :)


24 Şubat 2013 Pazar

YGS'ye giden gemi arızalandı :(

Başlık saçma gelmiş olabilir ama bundan bir kaç ay önce '' YGS'ye giden bir gemi kalkar bu blogtan '' diye bir yazı yazmıştım.Evet aynı gemiden bahsediyoruz işte o gemi arızalandı :(
Neyse saçmalama kotamı doldurduğumu düşünüyorum kendimi biraz ciddiyete davet ediyorum :)
Yazıda yazdıklarım hiç olmadı, güzel bir şekilde çalışamadım hatta dürüst olmak gerekirse hiç çalışamadım :( Daha YGS konuları olduğu gibi duruyor sıfırım diyebilirim :( Ama bu sınavın %28'i alınacağı için biraz rahatım ben bile güvenmiyorum sözüme ama inşallah LYS'ye çok çalışacağım.%28'lik sınava 28 gün kaldı ama neyse biz son bir ay diyelim.Sınava bir ay kaldı atık ne olursa... :(
Daha önceden YGS'ye ya da başka sınavlara girmiş olanların keşke sınava girmeden önce şunu yapsaydım daha iyi olurdu dedikleri bir şeyler var mı?
İşte Sunbaelerim (ilk defa blogta Korece kelime kullanıyorum doğru mudur ki? ) var mı tavsiyeleriniz, önerileriniz?

17 Şubat 2013 Pazar

Mim: Hangi şekilde kitap okursunuz?




Şu sıralar tembelliğim üzerimde bir yazı yazmayı da düşünmezdim ama mimlenmişim aslında bu mim baya sarkardı ama soru tek.Başlıkta da gördüğünüz gibi kitap okuma şeklimizi soruyorlar sadece.O yüzden hemen yazayım dedim :) Vee beni mimleyen 어서 오세요 ! ^^ blogerına teşekkür ediyorum :)

O zaman direkt cevap vereyim soruya ;
Ben kitap okuyor muyum ki şeklini bileyim ? :) Hehe yok yok tam olarak öyle değil aslında bundan öncesine yani geçen yıla kadar okumazdım, sevmezdim demeyelim ama okumazdım bu yıl sevdim, okumak da istedim ama maalesef son sınıfım ben ve kitap, dizi gibi şeylerle zaman harcamamalıyım.Tamam ders de çalışmıyorum ama o tür şeylerle ilgilenirsem azıcık ders çalışma zamanlarımda da aklım onlarda kalır :)

Tamam bu sefer ciddi cevaplayayım :) Hangi şekil mi ? Ummm... Canım ne istiyorsa şekilden şekile girerim :) Amuda bile kalkarım ama canım hiç istemedi sanırım onu :) Ama genel olarak okul sırasında oturarak okurum zaten okul sırasında pek de seçeneğim yok :) Serviste okurum bazen midem bulanmaz ise... Ama bir kitaba baya takmıştım serviste okudum servisten eve gelene kadar da okudum.Sonra çantamı attım koltuğun üstüne geçtim montumu dahi çıkarmadan gözyaşları içinde bitirdim kitabı.Çoğunun aksine yatarak okumasını sevmem, ya da sevmemek demeyelim de bünyem alıştığı için yatağı görür görmez uyku moduna geçiyor :) Evde okusam bile otururum yani rahat bir yerde okuyamam çünkü.

Bakın basit bir soruyu bile ne kadar uzattım :) Anlamıyorum ki küçükken konuşturmadılar mı beni acaba? :) Normalde de çok konuşmam oysa... Demek ki neymiş benim elime klavye vermeyecekmişiniz :P
Bakalım onlar hangi şekilde kitap okuyorlarmış :
ipsiz uçurtma
Pofuduk Dünyam

16 Şubat 2013 Cumartesi

FEM PARK



Sınava hazırlanma sürecinden geçenler ya da geçmiş olanlar bilir.Bizlere haftalık ya da 15 günlük dergiler dağıtılır ve bu dergilerin en eğlenceli kısımlar en arka sayfalardır :) Bir sayfada rehberlik yaparlar diğerini de espri köşesi yaparlar.İşte FEM PARK bizim dershanenin arka kapaktan bir önceki sayfası yanii eğlence kısmı :D Zaten bence dergilerin en önemli yerleri bu kısımları :) Hatta buraları okurum bir daha bir ya da iki kez görüşürüm kendileriyle :) Dayanamadım sizinle de paylaşayım dedim, esprilerin bazılarını anlamadım ama belki siz anlarsınız :P Bu arada  bilin bakalım hangi dershaneye gidiyorum ? :D


Bir mesajın çarpıtılması:
Okul müdüründen yardımcısına: ''Yarın saat dokuzda güneş tutulacak.Bu çok seyrek yaşanan bir olay olduğu için, bütün öğrenciler bahçede toplansın.Kendilerine güneş tutulması ile ilgili bilgiler vereceğim.Yağmur yağdığı taktirde, güneş tutulması gözle takip edilemeyeceği için topluca jimnastik salonuna gitsinler.'' Müdür yardımcısından öğretmenlere: ''Müdürün emridir.Yarın saat dokuzda bahçede güneş tutulacak.Hava yağmurlu olduğu taktirde, güneş tutulması jimnastik salonundan izlenecek.Öğrenciler, yağmurda bahçeden salona girecekler.'' Öğretmenlerden sınıf başkanlarına: ''Yarın saat dokuzda, müdür bahçede güneş tutulması yapacak.Hava bozarsa, güneş tutulması jimnastik salonuna alınacak. '' Sınıf başkanlarından yardımcılarına: ''Yarın saat dokuzda güneş, müdürü bahçede tutacak.Jimnastik salonunda yağmur yağarsa, herkes bahçeye çıkacak.'' Sınıf başkan yardımcılarından öğrencilere: ''Yarın saat dokuzda, bahçede yağmur yağarsa, güneş müdürü tutacak. Müdür ıslanınca, herkes jimnastik salonuna gidecek.''

Diyaloglar:
- Karınca ile penguenin hikayesini bilir misiniz?
- Hayır. Anlatsana..
- Anlatamam.
- Neden?
- Çünkü onların bir hikayesi yok, bunlar ayrı dünyaların hayvanları.

-Oğlum bu saçların hali ne
-Param yoktu kestiremedim
-Baban ne iş yapar
-Berber

-Gel vatandaş gel armudun iyisi burada
-Kardeş ne kadar armudun kilosu?
Kilo 3 lira 3 kilo 10 lira

Gel abla gel çarliston bibere gel!
-acı mı bunlar?
-Yok, abla tatlı.
-Ha kalsın o zaman.
-Karışık abla içinde acısı da var!

Basından
- Menemenspor'u eski günlerine döndürmek isteyen yöneticiler, kulübün mazisinde hiç bir başarı tespit edemeyince önlerine bakmaya karar verdi...

-Hareket halindeyken karışan kulaklığını çözmeye çalışan genç, kablolar arasında feci şekilde can verdi...

-Lost yapımcıları: ''Dizinin topu topu 3 bölümünü izleyenlerin bile Msn iletilerinde aylardır 'Lost..' yazmasının mantığını henüz çözemedik...

-Forbes dergisi, geleceğin bir numaralı mesleğini açıkladı: Üniversite kataloğunda zenci olmak...

-Fenerbahçe'nin bu sezon Brezilya'dan transfer yapmaması üzerine Brezilya hükümeti ihracat hedefinde revizyon kararı aldı...

-Kurban Bayramı yaklaşmasına rağmen istediği haberi hala yakalayamayan Show Haber ekibi, ortaklaşa kurbanlık büyükbaş hayvan satın alıp E-5 Karayoluna bıraktı...

-İçindeki eğitim aşkıyla üniversite sınavına giren Hidayet K. (63), kötü geçen sınavın ardından tamirciye çırak verilme tehdidiyle karşı karşıya...

-Dönem dizileri yüzünden 1960'larda gibi yaşamaya zorlanan Balat Mahallesi sonunda isyan bayrağını çekti...


Bu günlük bu kadar yeter bu yazıyı da ben yazmamış gibi oldu ama neyse :)

8 Şubat 2013 Cuma

Koreli ünlülere yorumlar :)


Evre 1: Tanımadan önce yapılan yorumlar


 Edward çakması Lee Min Ho


''Torbacı lan bu :D'' (eğlence amaçlı)


''Uzaylı mı görmüş?''


Bu kızın eteği nerede?


Bu ne be ? Emo gibi...

Evre 2: Tanıdıktan sonra :)

Resmi sildim ama çok da yakışıklı sayılmayacak bir Super Junior üyesine;
+anaaam bu da olur
-Bu adam mı? Kim Bum daha iyi
+O da olur
-E sen hepsine olur diyorsun
+Hepsi olur çünkü
-Oldu o zaman

Hehe tıırnak içinde belirtiyorum 2. evredeki şeyleri söyleyen arkadaş aynı zamanda yukarıdaki yorumlardan birkaçının da sahibesi olur:)
Hepinizin çevresinde vardır Korelileri tanıdıktan sonra ön yargılarını bir kenara attıkları için düşünceleri değişen insanlar.İşte bu da yazıya geçirilmiş hallerinden biri ;) Ama Korelileri çok yakından tanıdığı halde değişmeyen hala Korelileri yakışıklı bulmayan hatta ''kız gibi'' klişesini ısrarlar sürdüren bir ablaya sahibim:) Hep dizileri yanında izliyorum, sürekli Koreli oppalar falan görüyor ama cık bir türlü sevemedi :) Oysa onun televizyonda izlediği bir dizi bağlamıştı beni Kore'ye...

5 Şubat 2013 Salı

Liebster Award: 1 mim, 11 soru, 11 itiraf...


Benimki biraz daha zor çünkü beni 2 kişi mimlemiş yani 22 soruya cevap vereceğim bir de 11 tane ben hazırlayacağım açıkçası geciktirmemin sebebi bu :) Gözüm korktu biraz yav baya uzun bir iş ama başlayayım artık :) Bu mime beni layık gören bilincimin altında kalanlar ve I'm bored bloggerlarına teşekkür ediyorum ve bu kadar geciktirdiğim için özür diliyorum :)
Yazmayan kalmadı sanırım ama önce mimi açıklayayım ;
Bu mim takipçi sayısı 200'ün altındakiler için yapılmış :) Yani anlayacağınız yetenekli ya da tecrübeli bloggerları dışlıyoruz(kıskanıyoruz). Bu sefer de biz çaylaklar düşünülmüş çok mu? Maraz çıkarmayın lütfen :P :D Başlıkta her şey belli zaten daha fazla uzatmayayım da sorulara geçeyim :)

Bilincimin altında kalanlar'ın sorularıyla başlayayım;
1-Hayatınız bir roman/film olsaydı ismi ne olurdu?
Bir kaç tane alternatif yazayım; Tembelliğin altın kuralları, ödevlerden kaçma yolları, yazılıdan nasıl kaçılır, sınıfta kalmamanın 5 kuralı... gibi bilumum isimler olabilir :) Gördüğünüz gibi tam anlamıyla okuldan tiksinmiş durumdayım.Bitse de gitsek :/
2-Asla bırakamam dediğiniz bir alışkanlığınız var mı?Varsa nedir?
Asla bırakamam demeyelim de bırakmadıklarım ya da bırakmayı istemediklerim var mesela yıllar önce TVydi ama onu bırakabilirim şimdi sadece canım istediğinde izliyorum bu gün şu dizi var izlemeliyim demiyorum mesela.İnternet var bir de ama ondaki sorun bilgisayarın açık olmasında eğer açık değilse açmayabilirim açıksa bırakamıyorum:) Kahve var sonra kahveyi bırakabileceğimi düşünemiyordum ama yurtta kaldığım bir kaç gün içerisinde sıcak suyun katlarca yukarıda olduğu ve benim asansör korkum nedeniyle yürümek zorunda kaldığım için çok içememiştim onu da.Yani dünyalıkların hepsi bırakılabilir dostlar içinizdeki sevgiyi, iyi niyeti, merhameti bırakmayın yeter :) 
3-En nefret ettiğim şey .... dır?
Korkularımla uğraşılması ve sevmediğim şeylerin inatla yapılması
4-Blogger olmak?
Tabii ki de güzel öyle düşünmesem burada olur muydum zaten? :) İçinizden gelenleri yazıyosunuz, bol bol saçmalayabiliyosunuz daha ne isterim :)

5-Öz eleştiri yapacak olursanız?
Şimdi kendimi bildiğiniz taşlayacağım hazır olun : Çok tembel, miskin, uyuşuk bir insanım.Beceriksizin tekiyim yumurta yapmayı bile beceremem. Çok uyurum, az kitap okurum, İnternet'te çok takılırım... Bildiğiniz bu dünyaya boşuna gelmişim.
Çok aşağıladım ya kendimi :) Evet hepsi doğru daha fazlası da var ama bütüün bunlara rağmen kendimi de çok severim :) Çünkü ben buyum...
6-Ayrımcılık..
'tan her insan gibi nefret ederim ve maalesef tamamen yok olabileceğini düşünecek kadar da Pollyanna değilim.Maalesef diyorum çünkü biz kızına Peygamber kızı olmasına rağmen diğer dünyada onun için hiç bir şey yapamayabileceğini söyleyen bir Peygamberin ümmetleriyiz.Kendi kızına bile ayrımcılık yapmayan bir Peygamber'in ümmeti olarak biz de onu örnek almalıyız ama dediğim gibi herkes bir Peygamber kadar adil değil bu yüzden tamamen yok edilemese de azaltılması için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.
7-En büyük hatam .....'dır
Daha 18 yaşındayım ve öyle büyük hatalar yaptığımı hatırlamıyorum ama belki geleceğim için Dil Bölümü'nü değil sayısalı seçmem bir hata olabilir ama şimdilik ondan da çok fazla pişmanlık duymuyorum :)
8-Fobileriniz nelerdir?
Keşke sormasaydın böyle bir soru diyorum çünkü baya çok.Neyse cevaplayayım o zaman :(
Neredeyse bütün hayvanlara fobim var sinek dahil hatta kedi bile yanıma yaklaşırsa korkarım.Özellikle böceklerden, arıdan ve köpeklerden acayip derecede korkarım ama tavşandan da başlarda korkmuştum alışınca geçti demek ki alışırsam geçebilir ama bi arıya nasıl alışılır ki ? :) Sonra yükseklik korkum var ablam diyor ki iyi ki boyun uzun değilmiş çünkü 2 metreden bile korkma kapasitem var :) Karanlık korkusu, kapalı alan korkusu, ruhani varlıklar... En çok sorun teşkil edeni de asansör fobim önceleri birileriyle falan binebiliyordum ama şimdi bakmaya bile korkuyorum o derece :( 
9-Favori yazarınız ve kitaplarınız?
Şimdi ben de efendim ruh halime göre değişir her yazarın her kitabını sevebilirim gibi bir yorumla kaçabilirdim ama en sevdiğim özelliğim dürüstlüğüm :P 
Ben çok kitap okumam ve öyle her kitabını takip ettiğim yazarlar yoktur.Ama Simyacı ve Kimya Hatun şu ana kadar okuduklarım içinde en iyileri.Yazar olarak da Paulo Coelho, Ayşe Kulin ve Elif Şafak'ı seviyorum.
10-Kendinizi tek kelimeyle tanımlayınız desem?
''Tembel'' derim hem de kelimenin her türlü anlamıyla :)
11-Şu an ne düşünüyorsun? :))
Ders çalışmayı :)) Bu sefer ciddiyim evet belki diğer seferler de ciddiydim ama sınav yaklaştı artık çalışmalıyım.

Sırada bir 11 soru daha var, yoruldum ya :)

I'm bored'ın soruları;
1-Bir zaman makinesi olsa hangi zamana geri dönerdiniz? 
Hiç düşünmeden Peygamber efendimizin yaşadığı zamana diyorum çok isterdim bunu ama soru benim yaşadığım dönemleri kapsıyorsa herkes gibi çocukluğuma derim ama şimdi tekrar ilkokul,lise... ooo ben tekrar dönemem oralara :/ Şu an iyi ya ne güzel okul da bitiyor hayırlısıyla :)
2-Hani 'O an' fotoğrafları vardır enstantane anların çekildiği.Sizin de o an dediğiniz enstantane bir anınız var mı?
Şöyle bir düşündüm de benim gibi yükseklik korkusu olan biri için macera aletlerine binmek çok zordur ve bindiğim bir aletin en çok yükseldiği an...İşte ''o an''... Rüzgarın yüzünüze hızla çarpması, kalbinizin sizi tutan demirlere inatla yerinden çıkmak istemesi... Anlatamıyorum, aklıma geldikçe yeniden yaşıyorum.Sanırım bir daha binemem o tür şeylere.
3-Etkisinden çıkmakta zorlandığın kitap/film ?
Evet tam olarak etkisinden çıkmakta zorlandım.Bir hafta falan aklımda ''Kimya Hatun'' ile dolaştım dolayısıyla kitap kısmı için cevabım bu.Filme gelince... korku filmleri olabilir doğal olarak ama Speed Scandal diyeceğim hala aklıma geldikçe gülerim :)
4-Sevgilinizin ailesiyle tanışmaya gittiğiniz yemek faslına geçtiğinizde yiyemediğiniz bir yemek varsa ne yaparsınız?
Eğer gittiğim ev bir Türk eviyse doğal olarak hiç bir yemekten mide bulandıracak kadar tiksinmem onun için sevmiyorsam bile nezaketen tadına bakarım ve diğer yemeklere yoğunlaşırım :) Ye diye ısrar ederlerse de sevmediğimi açıkça söylerim.
5-Evde nasıl vakit geçirirsiniz?
Yemek yerim evet en başta yemek yerim :) Dışarıda da yemek yerim zaten genel olarak vaktimi ağız sporu yaparak geçiriyorum :P Televizyon izlerim, uyurum, bilgisayarda takılırım arada ders çalışırım, kardeşimle kavga ederim, ablam evdeyse onunla uğraşırım, anneme bir şeyler anlatırım... her Türk gencinin yaptığını yaparım işte :) Ama asla sıkılmam ! Sizin için bunlar sıkıcı olabilir ama benim için asla !Hatta hayallerimin olayları :(
6-Paylaşamam dedikleriniz?
Maddi olan her şeyi paylaşırım gibime geliyor tabii bunlar basit şeyler mesela al telefonum senin olsun demem :P Hani kitaplarına, kalemlerine falan dokundurtmayan insanlar var ya onlardan değilim kısaca.Ama sevdiğim insanları paylaşamam :) En basitinden ablamın bile yanımda başka birine ilgi göstermesini istemem, evet sevdiklerimi paylaşamam.
7-Bir ortamda hiç de ilgi duymadığınız bir konu konuşuluyor.Ne yaparsınız?
Ne yapacağım konuşmaya katılmam çok bayarsa çeker giderim :)
8-Sizi en çok şaşırtacak şey?
Ummm... Bir çok şeye şaşırabilirim ama sanırım eğer üniversiteyi dışarıda okursam annem gilin biz de geliyoruz demesi olur.Çook şaşırırım çünkü bu mümkün değil ki çok isterim :( Herkesin aksine ailemden ayrılmak istemiyorum.Lisenin ilk iki haftasını ilçede okumuştum ve yurtta kalmıştım iki hafta kalmamdan da anlaşılabileceği gibi hiç istemiyorum ayrılmak :( Keşke şehrimde bana uygun güzel bir bölüm olsa :/
9-Affedici misiniz yoksa intikamcı mı?
Kesinlikle affedici ya da henüz gözüm kapalı affediciyim dememi engelleyecek kadar kötü bir olay yaşamadım.Ama sinirlensem bile o anlık oluyor sonra unutuyorum :) Evet ya düşünüyorum da aldığım en büyük ya da tek intikam şakaya karşılık şaka yapmaktır :)
10-Kurduğunuz en uçuk hayal?
Cesar gibi cumhuriyeti yıkıp krallık kurmak gibi bir hayalim vardı işin garibi de halkın seçimiyle başa geçen bir krallıktı gülmeyin efendim küçüktüm en uçuğu da budur herhalde :) Daha uçuk hayaller de kurmuş olabilirim ama bu geldi aklıma :)
11-Rezil olduğunuzu düşündüğünüz olay?
Ooo rezil olduğumu düşünmediğim olay yok diyebilirim o derece :) Ağzımdan çıkan her söz rezil ediyor neredeyse beni ya bu nasıl iş anlamadım :) Bununla ilgili bir yazıda da yazmıştım o olayı yazayım tekrar o zaman;
Şimdi arkadaşımla dershaneye gidiyorum bir de çok geç kaldık her zamanki gibi hızlı hızlı yürüyoruz.Ben de çok sağa sola bakmadan dümdüz yürürüm çünkü sağolayım her yere geç kalırım :) Alışkanlık olmuş.Yine böyle hızlı hızlı yürüyorum ve o da ne? Kocaman bir arı! Arıyı görmemle değişik reflekslerle bağırmam, kaçmam, arı üstümde diyerek... of ne rezil olmuştum bir de pazarın içi.Tüm pazara rezil oldum resmen neyse ki dershane yakındı da arkadaşımın söylenmelerini daha az dinledim :) 

Bu sorular da bitmiiş :)) Şimdi ne yapacaktık kendimizle ilgili 11 itiraf :/ Puff sevmedim bu kısmı :/ 

1)İğrencim biliyorum ama dişimi fırçalamayı sevmem :) Üşenirim yani 
2)Küçükken tam bir tombikmişim bu yüzden küçüklük resmimi kimseye göstermem çünkü şimdikinden bile daha şişmanmışım hatta tam bir obez!
3)Bunu itiraf etmek benim için zor olacak ama kulaklarım kepçe :(
4)Çok garip gelebilir ama en beğendiğim yerim ayaklarım :)
5)Sakatat yemeyi severim niahahaha
6)Futbolla acayip derecede ilgiliyim ve çok severim :) Kız olduğum için itiraf edilmesi gereken bir farklılık olarak görüyorum.
7)Korkağın tekiyim :(
8)Çok samimi olduklarım dışında çok konuşmayı sevmem girişken değilimdir.
9)Kurtlar Vadisi Pusu izlerim hem de severek :) 
10)Yaklaşık 5 yıldır Kore ile ilgilenmeme rağmen hiç oppam olmadı gerçekten hiç bir Koreli şarkıcı ya da oyuncuya aşık olmadım henüz :) 
11)''Beceriksiz'' kelimesini her türlü karşılarım.Kelimenin tam anlamıyla bir beceriksizim :)

İtiraf kısmı da bittiğine göre gittikçe sona yaklaşıyoruz.Az önce intikam almam demiştim değil mi? Bu ilk olsun o zaman vakit intikam vaktidir ahiret sorularınız geliyor :) Niahahaha (bunu da ikinci kullanışım beni de bozdunuz :P )
Aslında mimleyeceğim bir kişi seçip ona özel sorular hazırlamayı düşünüyordum ama soracağım sorulara birden çok kişinin farklı cevaplar vermesi fikri daha hoşuma gitti ve genel sorular hazırlayacağım.Hadi gene yırttınız kamiller :P

1.Bilim adamlarının, filozofların yıllardır üstünde çalıştığı, erkeklerin bir türlü çözemediği soru -Kadınlar ne ister?-
2.Herkesin vardır bir kötü yanı.Sizin en kötü yanınız?
3.En çok utandığınız, yanaklarınızın en çok kızardığı an ? :)
4.Favori film-dizi-kitap-şarkılarınız ? 
[Evet bu kısmı kendim için soruyorum:)]
5.Blogumun ismi Ne Olsun'da olmasını istedikleriniz?
6.Yaptığım en çılgın şey...'dır.
7.Ya davulcuya ya zurnacıya derler? Davulcu mu, zurnacı mı? :)
8.Genellikle erkeklerde olur.Sevgilinizle romantik bir yemektesiniz ve... pantolonunuz cırt :) Bir de müzik çalmaz mı ve sevgilinizden ''Dans edelim mi?'' Ne yapardınız? 
9.Rihanna konseri mi, Super Junior konser mi ?
10.Kendinizle en çok gurur duyduğunuz olay ?
11.Kullanmayı en çok sevdiğiniz makyaj malzemesi?

Sorular biraz gıcık oldu galiba hiç beceremem zaten soru yazmayı :/  O zaman cevap verecek şanslıları açıklayayım;


Kolay gelsin :)

2 Şubat 2013 Cumartesi

Bir daha dünyaya gelirsem ÖDG olarak geleceğim

Pazartesi dershanenin yaptığı 4 günlük kampa gitmiştik.Tabii ben bir bahaneyle bir gün öncesinden geldim ama neyse :) Ama haklıyım yani o kadar ders bana fazla.15 dk. aralıkla ders çalıştırıyorlar günde on buçuk saat.Tabii ben yine biraz astım ama başımıza da abla koymuşlar yine çalışmak zorunda kaldım ne kötü de mi? :D Öncelikle ÖDG'yi açıklayayım bizim dershanenin özel sınıfı olur yani en çalışkanların bulunduğu sınıf.Dolayısıyla yurda onlar da gelmişti ama neredeyse hiç ders çalışmadılar.Tabii onlar çok önceden bitirdiği için zaten yapıyorlar :) Yüksek net yapmalarını hiç kıskanmamıştım bu zamana kadar ama biz eşek gibi çalışırken adamlar gitmiş Gangnam Style oynuyor :P Biraz geriden geliyorlar galiba işin garibi hocalar da bir şey demiyor neymiş stres atıyorlarmış :) Biz yapsak dersi kaynatmak olur.Çok pis kıskandım :D

Resimle anlatmak gerekirse;

Zamanında ÖDG:
Zamanında biz:

 Şimdi biz:
 Şimdi ÖDG:

Ve sonuç: 
Aramızdaki fark onlar tıp kesin de Cerrahpaşa mı, Hacettepe mi ? diye düşünürken biz ise... :) İşte bir daha dünyaya gelirsem ÖDG olarak geleceğim :)
Neyse ya ben gideyim de ders çalışayım 50 gün kalmış büyük güne :(
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...