Sayfalar

28 Haziran 2014 Cumartesi

GÜNÜN ANLAMLARI VE ÖNEMLERİ


Tabi ki günün en büyük anlamı Ramazan ayının ilk günü, ilk orucumuz :)
Dün gece ilk teravihi kıldık, ilk sahurumuza kalktık, davulun sesini ilk kez duyduk ve davulcuya bakmak için koşarak cama gittik :) 

Bu sıcakta Ramazan nasıl geçecek muhabbetleri de yapıldı, 17 saat aç kalacağımız muhabbetleri de. Babamla kardeşim hangi camiye gideceklerine karar veremediler ve ezan yaklaşınca alt sokağımızdaki camiye gitmek durumunda kaldılar, yine :)
Biz kızlar (annem, ablam, ben) yine balkona yan yana düzülüp teravih kıldık ve anneme yine teravihin nasıl kılındığını sorduk :) 
Ve yine annem bizden daha hızlı kılıp ''Anne sen eksik mi kılıyorsun acaba?'' gibi repliklere maruz kaldı.
Babam her zamanki gibi ''Kaç tane ekmek alayım?'' demeyi de unutmadı tabii.

Herkesin evinde klasik Ramazan olayları olmuştur. Ve şu an klasik olarak susadık, açız :)
Rabbim tuttuğumuz oruçları kabul etsin. Bu günleri layıkıyla, fazla zorlanmadan geçirmeyi nasip etsin :)


Ramazandan başka çok önemli bir olay daha oldu dün gece 01.30 sıralarında. ÖSYM bize sürpriz yaptı :)
Sahura kalkınca sınavı açıkladığımızı görsünler dedi herhalde biz uyumuyorduk tabi orası ayrı :)
Ben de tam o sıralarda sınavın açıklanmasına daha çok var diye düşünüyordum ki arkadaşım mesaj atmış açıklanmış diye. Hemen baktım tabi ama bir şey de anlamadım doğrusu neresi gelir falan hiç tahmin edemiyorum şu an. Tercih kılavuzu açıklansın artık ona göre tutan yerlere bakacağım ama tercihler 7-17 Temmuzdaymış. Daha çok var yani :)

Öyle paylaşacak bir sonuç değil ama siz de fikirlerinizi söylersiniz diye direkt paylaşıyorum :)

Bu arada ÖSYM böyle olmadı seneye de uğrayacağım size :)
Tercih yapacağım evet ama ben başıma bir aksilik gelmeden sınavımı çözene kadar gireceğim bu sınava. 2 yıldır hep bir aksilik oluyor ya :)

Son olarak KPSS'ye de gireceğim bu yıl. Onunla ilgili bir öneriniz olur mu ? :)

Bir de...
Hocam yanlışlıkla su içtim orucum bozulur mu? Hocam sakız çiğnemek orucu bozar mı? Sigara içmek orucu bozar mı? gibi cevabını zaten bildiğiniz bundan önceki seneler de defalarca sorduğunuz soruları sormayın artık :)


26 Haziran 2014 Perşembe

ZEVKLER VE RENKLER.

Zamanla en sevdiğim renkler hep değişti benim. Mesela küçükken turuncuydu. Güneşin doğuşu, batışı... Hala da severim. Sonra yeşil oldu diyebilirim ama şimdi yeşil sevmediğim renklerden :) Sonra gri ve pembe oldu sırayla. Pembenin yansımasını blogdan da görebilirsiniz :)
Ama grinin bir hikayesi var. İzlediğim bir penguen belgeselinde anne ve baba penguenin yemek getirmek için çıktıkları yolculukta yavru penguenin başarılı olup olamadıklarını anlaması çok komikti. Penguenin dilinden; ''Evet işte babam gözüktü ve karnı siyah demek ki yemek bulmuşlar. Annem ve babam doyduklarında karınları siyah oluyor ama benimki her zaman gri çünkü ben hep açım.''
Haha çünkü ben hep açım ^^
Annem de o gün bu gündür bana ''...çünkü sen hep açsın.'' der. Çünkü istemsiz de olsa hep gri giyiyorum :)
O zaman renkleri ve anlamlarını paylaşayım da beraber karar verelim doğruluklarına ;) Kendime de kişilik testi gibi bir şey yapmış olurum :)

Yeşil: Doğanın ve huzurun rengidir. Güven verir.
Sarı: En parlak ve dikkat çekici renktir. Neşe, zeka, incelik ve pratikliği ifade eder.
Kırmızı: Canlılık ve dinamizmle ilgilidir. Mutluluğu temsil eder.
Mavi: Sınırsızlığı ve uzak bakışlılığı simgeler. Huzuru temsil eder ve sakinleştirir.
Lacivert: [Lacivert bu mu?:)]
Açıklığı, netliği ve gözle görülemeyeni simgeler. Sonsuzluğu, otoriteyi ve verimliliği temsil eder.
Siyah: Gücü ve tutkuyu temsil eder.
Gri: Hareketsizliği, yavaşlığı ve ciddiyeti temsil eder.
Kahverengi: (Bulabilen bana da söylesin.)
Gerçekliğin, plan ve sistemin rengidir.
Turuncu: Güç ve dayanıklılığın rengidir. Sıcaklığı, ateşi ve telaşı simgeler.
Pembe: Yaşam dolu, mükemmel ve enerji veren bir renktir.
Beyaz: Saflığın, yeni başlangıçların ve barışın rengidir. Asaleti, zarafeti ve soğukkanlılığı ifade eder.

O zaman ben;
Neşeli, zeki, ince ve pratik ; güçlü; hareketsiz, yavaş, ciddi; telaşlı; yaşam dolu imişim :)
Ben hiç bir şey anlamadım bu testimsi şeyden, sevdiğim renkler ve kişiliğim çok çatıştı :) 
Yoksa ben aslında ben değil miyim? O_o

Bir de mavi ve yeşili herkes sever. Ama ben pek sevmiyorum. Çok bakınca huzursuz oluyorum, karamsarlaşıyorum. Mesela gökyüzüne baktığımdaki sonsuzluk duygusu beni çok tedirgin ediyor. 
Anlamlarından yola çıkarsak da hiçbir zaman sakin, huzurlu bir insan olamadım bu yüzdendir belki de sevmemelerim :)

Bir de kahverengi ve lacivert sevmediğim kadar varmış :)

Sizin sevdiğiniz renklerle kişilikleriniz uydu mu? 


25 Haziran 2014 Çarşamba

SAÇMALAMASYON

Merhaba:)
Şimdi çok değişik bir şey yapacağım. Normalde önce bir konu bulurum kendime sonra yazmaya başlarım. Başlarda blogumu Kore dizi/film yazıları yazmak için açmıştım ama blogum hiç bu amaca hizmet etmedi :) Hep sıkıldıkça yazdım ve genelde kişisel şeyler yazdım. Bazen blogumun kişisel bir blog olmadığını kendime söyleyip başka yazılar yazmak için kendimi kasmış olabilirim sadece :)
Değersiz bir yer olarak gördüğümü düşünmeyin ama blog sıkıldıkça yazı yazdığım bir yer oldu hep. Yine sıkıldım ve yine bir yazı yazmak istedim. Azıcık taslaklara baktım. Taslaklarımda neler var bir bilseniz. Aylar önce yapmam gereken 3 tane mim var mesela :) Sonra taslaklarımda olmayan ama yazmayı düşündüğüm şeyler var sonra yazmayı planlamadığım ama paylaşmak istediğim bissürü fotoğraf var ama aklıma ne gelirse söylemek için açtım bu sayfayı :) O yüzden konudan konuya atlayacağımın taahhütünü verebilirim :) Stres atmak için çok iyi bir yöntemmiş ama :)
Mesela hala aklıma sınav geliyor çok çalışmamış olsam da bir yılım gitti işte. Bir de midem benim en güvendiğim organımdı bu zamana kadar ne yediysem üstesinden gelmeyi başardı. Ama en önemli günde iflas etti. Çok şey mi yemiştim ki? Annem sınavdan bir gün önce çok seviyorum diye mercimek köftesi yapmış ve yanında bir kaç şey tabi. Sonra o gün ablamgil gelmişti. Babam da tatlı almış o yüzden. Matematik sınavına da girmeden önceki gün yeğenim gelmişti yine geldi. Yarın da onu görmeye gideceğim bu arada :)
Ve yeğenim ablamın sinirlenme taklitini yapıyor ama nasıl yapıyor bir görseniz. Böyle şirinlik yok ^.^
Yarın videosunu çekeyim ablamdan da izin alırsam paylaşacağım burada ama şimdiden söz verin göz değmek yok :D
Neyse yediklerimi anlatıyordum. Sabah da annem menemen yapmış ve bir sürü de karpuz yedim sabah. Mideniz bulanmasın ama hepsini sınav esnasında geri çıkardım :)
Şu an iğrençlik yapıyorum ama umurumda bile değil dertleşiyoruz şurada demi? Yazım kurallarına dikkat etmemiş olabilirim oradan düşünün ne kadar saçma bir yazı yazıyorum :P
Bu arada yazım kuralları benim zayıf noktalarımdan doğru yazılmazsa sinir oluyorum azıcık :) Hani şu ''de ayrı yazılır'' diyen kişiler var ya işte ben onlardanım :)
Bi tek bir kişinin düzgün olmayan yazıları hoşuma gidiyor Blogger aleminde bilin bakalım kim? :))
Aman neyse yeter sınav muhabbeti bu da benim kısmetim :) Ne gelirse gideceğiz artık, tabi gelirse :)
Mesela az önce arkadaşım ''Ne yapıyorsun?'' dedi ben de ''Sıkılıyorum'' dedim. Sonra yarım saat sonra ''sen?'' diye sordum :) Cevap vermiyor şu an :) Belki o da yarım saat sora yazabilir :p
Sonra..
Shakira'nın yeni klibini gördünüz mü? Şarkı yeni değil de (La la la) tekrar bir klip çekti sanırım yani ben yeni gördüm Number 1'de :) Dünya Kupasına özel çekmişler :) Yine çok güzeldi.
Messi, Pique..
Pique ile Shakira'nın çok güzel bi sahnesi var bu arada klipte favorim orası :) Çocuklarını da oynatsalardı keşke iyice aile klibi olurdu. Belki de oynatmışlardır :p
Neymar da vardı ama o futbolcuya sinir oluyorum. Çok havalı :/
Barcelona'da yok ama bu havası ülkesine gelince fazla şımartıyorlar :)
Sadece bu yüzden Brezilya elensin istiyordum ama 2. tura kaldı :/ Evet Neymar'a kızıp Brezilyayı yakmak denir buna :) Ama ben zaten Arjantin alsın istiyorum. Messi'ye doğum günü hediyesi olsun :)
Happy Birthdaaaayyy Messsssiiii ^_^
27 yaşına girmiş bu arada kariyerinin zirvesinde :) Yaşlanınca bile Beşiktaş'a gelme ihtimali yok demi? Hem kariyerini ülkesinde bitirmek istediğini söylememiş miydi? Yanlış mı hatırlıyorum :/
Amrabat hayranıydım ben bi ara da. Gelmeyecek mi o bu yıl? Kiraladılar mı yine yoksa tamamen sattılar mı? Galatasaraylılar biliyolar mı acaba? :))
Fernandes de gitti zaten en çok ona üzülüyorum :(
Bu arada Pis Yedili izliyorum :)) Seviyorum ben ya eğlenceli. Hem Melih Selçuk oynuyor. Önemi ise hayallerimdeki okulda okuması :) Ama hayır artık hayallerimi daha düşük tutacağım çünkü bir kaç gün öncesine kadar da İzmir'de hukuk okumayı falan hayal ediyordum şimdi hukuk gelmiyor :(
Bi sınavım bitti ama bir de KPSS ye gireceğim. O sınavın ne olduğunu bile bilmiyorum açıkçası sadece hocam girin demişti. Bu arada hocam sınav sonucumu görünce çok şaşıracak. YGS'de bile ne kadar şaşırmıştı LYS'yi görünce napar bilmiyorum. Cidden bu yıl hem YGS'de hem LYS'de başıma aksilikler geldi. 2014 benim uğursuz sayım artık :)
Sınavlardan çıkamıyorum ya iyice içime işlemiş :)
Normal hayata dönme girişimlerinde bulundum azıcık bir kitaba başladım yanda da görebileceğiniz gibi ama yanlış kitaba başlamışım sanırım :)
Vee A Gentleman's Dignity ye başlayacağım. Sanırım normale dönmem için bir Kore dizisi şart :)
Geçen yılın bir numaralı dizisiydi gözlemlediğim kadarıyla.
Off neyse sıkıldım ben yazmaktan sıkıldım dediğim yerde bırakacaktım zaten :) Yoksa ben konuşur da konuşurum :)
Önce bu yazıya resim koymayıp direkt yayınlayacaktım ama bir resim koyasım geldi ama çook alakasız bir resim olsun :)

Haha cidden çok alakasız oldu :) 
Güzel çekmişim ama demi?
Bi de kağıdın üstünde ne yazıyor okuyabilen? :)

Başlığa da koyabileceğim en saçma şeyi yazdığıma göre gönül rahatlığıyla gidebilirim.

22 Haziran 2014 Pazar

:'(

Sınavla ilgili evet :(
Bitti ama berbat bir final yaptı. Bütün sınavlara girdiğim için bu sonuncuydu ve ben de çok mutluydum. Çoğu konuya çalışmamış olsam da sorun değildi yani. Ama dün gece 1'e kadar falan konulara baktım, sabah erken kalkıp devam ettim (evet o kadar çoktu çalışmadığım konu)
Resmen sınava saatler kala ezber yaptım. Ama bitmediği için yolda da okurum diye dergiyi yanıma aldım düşünebiliyor musunuz? Bir yazılıya gider gibi çalışarak LYS'ye gidiyorum.
Hayatımın en saçma son gün çalışmasıydı yani, bir yıl çalışma bir günde ezberlemeye kalk!
Ama hiçbiri sorun değil ben zaten bana yetecek kadar yapıyordum :(
Hukuk gelecek kadar yapardım yani o çalışmaları yapmasaydım bile. Kötü geçen matematik sınavım da önemli değildi.
Sınava girerken karın ağrım vardı bir ilaç aldım, hiç bir şeyim yoktu ama neden o saate denk geldi ki? Ya da niye benim alanım olmayan sınavlarda çok iyiyken bu sınavda rahatsızlanıyorum?
Beni bu zamana kadar sorunsuz taşıyan midem bugün iflas etti. Hayatımın en önemli gününde. Ve ilk defa midemle ilgili sorun yaşadım.
YGS'de de böyle olmuştu normalde yaptığımın kat be kat altında yapmak sinir bozucu ama ben yukarıdaki soruların cevabını biliyorum; hak ettiğim kadarını aldım yine, çalıştığım kadarını.
Sabah sınava gitmeden önce aklıma blog geldi ve buraya bir yazı yazmayı bile planlamıştım.
Ama daha mutlu bir yazı olacaktı, aksi aklıma bile gelmemişti. Geçen sene bir sürü yazı yazmıştım sınavlarla ilgili bu sene de hepsini bir yazıda toplayacaktım. Bütün oturumlara girdiğim için hepsinde yaşadığım maceraları tek tek anlatacaktım. Hatta bugünkü ezber olaylarını bile gülerek, dalga geçerek yazacaktım.
En çok da benim yüzümden türlü sıkıntılara giren gözetmen öğretmenler için üzülüyorum ve en çok da onlara minnettarım.

20 Haziran 2014 Cuma

Pencere Mimi

Merhabaa:)
Yine bir mim ama bu sefer ki baya bir farklı. Hatta yaptığım en ilginç ama bir o kadar da eğlenceli mimlerden biri. Bu yüzden Deep'e çok teşekkür ediyorum ^_^

Önce mimi anlatayım;
Pencereye ya da balkona falan çıkıyoruz. Gözümüze çarpan ilk kişiyi inceliyoruz. Cinsiyetini, ne giydiğini, ne yaptığını falan gözlemleyip yazıyoruz :)

Bulunduğum odanın penceresi bizim balkona baktığı için yatak odasının penceresine gittim orası sokağa bakıyor. Hem de pencerenin kenarında yatak var rahat rahat izlerim dedim :D

Hemen gözüme iki küçük kız çarptı. Kardeş olduklarını düşünüyorum. Biri 10-12 yaşlarında ablası diğeri 3-4 yaşlarında.Büyük olan kız pembe bir elbise ve pembe bir tayt giymiş çok şirindi :) Ayakkabısı beyazdı. Kardeşi de beyaz bir elbise giymiş ve ayakkabısı pembeydi. Çok uyumlulardı yani :)
Ablası kardeşiyle oynuyordu. Onu öne doğru götürdü sonra geri geri koştu. Sonra kardeşi de kendine koştu sarıldılar :) Sonra araba sesi duyuldu ablası hemen kardeşini kucağına alıp kenara gitti. Arkadaşı da varmış orada kenarda oturuyordu. Kendi de oturdu yanına konuşmaya başladı kardeşi ayakta kaldı sonra evlerine girdi tabi evleriyse :D

Keşke devam etselerdi oyuna ya izlemek çok zevkliydi. Gülümseyerek izledim ama bizim sokak daima doludur insanlar deli olduğumu düşünmemişlerdir umarım :)

Bi de ilk başta dikkatimi iki güvercin çekmişti onları izliyordum ama güvercinler kabul olur mu emin olamadığım için hedefimi değiştirdim :))

Bi de hiç pencereden bakan biri değilim insanlar uzun süre pencere de kaldığımı görünce şaşırmışlardır.

Bi de ne kadar konuştum demi? :) Kısacık mimi bile ne kadar uzattım.

Elaviva makyaj (Almanya sokakları nasılmış acaba?), USKA mimlendiniz :)


18 Haziran 2014 Çarşamba

Bir Eğitim Yılından Geriye Kalanlar

Çalışkan öğrencinin hali elindeki uç tozlarında belli olur.
Ya da beceriksiz öğrencinin hali ^^

Geometri çözebilen insanlara hayranım :))
Şaka bir yana bu resmi niye çektiğimi hatırlıyorum. Konuyu çalıştıktan hemen sonra testinde ful yapmıştım :) Hem de geometri yani düşünebiliyor musunuz? 
Sonra zirvede bıraktım zaten :D

100 gün dershaneye gitmişsem 99 gün geç kalmışımdır. Ama erken gittiğimde de tam erken gitmişim. İlk defa bir sınıfa giren ilk kişi olmuştum :)) Çok farklı bir hismiş :')
Bu da kanıtı işte. Bi tek benim çantam var :)

Ders çalışırken bana eşlik eden şirin şey ve yıl boyunca kullanmama rağmen hiç tükenmeyen kalemim :)
Ben önceden pembe rengini sevmezdim ''Iyy pembe mi o ne öyle be'' gibi tepkiler verirdim hatta ama elim de hep pembeye giderdi. Gizli severmişim meğer :) Sonra anladım ve özgür bıraktım içimde yıllardır sakladığım bu rengi ama biraz fazla kaçtı sanırım blogun da her yeri pembe :/
Rahatsız olan varsa söyleyebilir biraz daha sadeleştiririm :)

Sizce de bugünlük yeter demi? :)
Hem güzel denk gelmiş niye bozalım ?

Pinky again ^^

İşte hayat felsefem :))
Ama Matematik konusunun üstünde olması da ayrı bir ironik :/

Daha önce hepsini paylaştığım için geriye bunlar kalmış :D
Başlıkta ciddiydim yani :D

O zaman son olarak gece saat +2 de ders çalışmaktan yeni çıkmış blogger çalışmamızla bu postumuzu noktalayalım :)

Iıı bu resim çok çirkin oldu bu şekilde bitirmek istemiyorum :D

Ben de ''O yüzümdeki son sivilce olmasa şampuan reklamında oynardım'' adlı çalışmamla bitiriyorum :D
Aslında o sivilceyi silerdim de neyse ki doğallıktan yanayım. Ya da photoshop programını kullanmayı unutmuş da olabilirim :D

KENDİME NOT: Bir daha gece gece resimleri kurcalamıyorsun :D 


17 Haziran 2014 Salı

En Güldüren Blog Ödülü

Merhaba:))
Bu ödülün son kullanma tarihi geçti dediğinizi duyar gibiyim, ama zehirlenmeyiz bence bu yüzden yazacağım:)
Hem bloggerlik hayatım boyunca ilk defa ödül almışım, ilk ödülümü almışım iki kelimecik yazmayayım mı? Yandaki kategoriler kısmında kutucuk içinde 1 yazsa da ''Ödül'' diye gurur verici bir kategori koymayayım mı?
Hem ben geç yazıyorsam tek suçlu ben miyim? İnsan bir hangi mimi falan yazacağını öngörüp beni de o mimde mimleyecekse bir ay öncesinden falan haber verip zamanında yapmama yardımcı olmaz mı??
Tek suçlu ben değilim yani onu söyliyim.

Neyse saçmalamayı bırakırsam sevgili Gizli Yetenek bana bu ödülü layık görmüştü zamanında  ^_^
Kendisine çok teşekkür ediyorum:) Beni komik bulması tabi ki çok mutluluk verici :)
Kendisi de çok komik yazıyor zaten sürekli sırıtarak okuyorum yazılarını:)

Eveet sıra geldi beni en güldüren bloga.
Açıklıyoruuumm...
7 aydır yeni bir yazı girmese de Novalyamo ^^
Namı değer ''doğal ortamında novalyamo'' :)

Tabi çok güldüğüm çok arkadaşım var ama bana göre en güldüren blog ödülü enn güldürene verilir :) Bir kişi yani :)

Durun bi de havalı bir bitiriş yapayım;

Hayatınızın her anında gülmeniz dileğiyle  




16 Haziran 2014 Pazartesi

Google bana göndermiş #2

keep calm and kiskandım: Keep calmlı resimleri çok sevdiğimi zaten fark etmişsinizdir de hiç böyle yarı 
İngilizce yarı Türkçe görmemiştim :)

god off the study yeppudaa konusu: Arkadaş konuyla ilgili bildiği kelimeleri Google'ye sıralayarak aradığı 
şeye hemen ulaşmak istemiş ve bu hızla bir f harfini fazladan kaçırmış :D

lys sinavina girilmesse ne olur: YGS'yle alan yerleri tercih edersin ama sınavın iptal olmaz yani onu 
soruyorsan. Bir de LYS'ye girecek olan tüm blogger arkadaşlar için dua edelim bence :D 

sigara resmi ustunde yazıyla: Sigara fotoğraflarının üstünde ergence yazılmış yazılar falan arıyorsun 
sanırım. Yanlış adres!

korelili ogrencilerin okuldaki fotolari: Korelili lili lili :))

kpop girls day grubunun vücut ölçüleri: Masum bir 'hayranı olduğun unni hakkında her şeyi bilmek isteme 
vakası' olarak görmek istiyorum. 

koreye gicik olanlar: Kore'ye gicik olmak nasıl bir şey bilmiyorum ama Kore'ye gıcık olanlara biz de gıcık 
oluruz:D

ygs :O ; Google'ye smiley koymak hiç aklıma gelmemişti, hele böyle bir smiley koymak hiç :)

jangema guxel hali: Cangema'nın  [evet Türkçeleştirdim:)] çirkin hali mi var ki??

kapali kiz kore çizgi film izle: Kapalı kızlı çizgi film mi varmış? Hem de Kore'den? :)
Herhalde eşarp gibi bir şey takıyorlar ya onları kastettiniz. Ama yine de bilemiyorum :)

sevgilinizden utandığınız an: Yani birisi sevgilisinden utandıysa ve insanlarda böyle bir şey yaşamış mı diye merak ediyorsa bunu aratabilir. Ama niye benim bloguma göndermiş ki Google seni? 

olsun: Olsun be kardeşim!

Birincisini daha bu ay yazmışken hemen ikincisini yazdım :) Çünkü canım öyle istedi :p

İTİRAF: Koreli kızların fotoğrafını bir kişiyi daha aramıza alabilir miyiz diye paylaşıyorum, evet :))


15 Haziran 2014 Pazar

Neler Oluyor Hayatta ?

Şu başlık konusunda kendimi günden güne geliştirdiğimi düşünüyorum. Gün geçmiyor ki daha az saçmalayayım :) Neyse konuyu dağıtmadan iki resim paylaşıp gideceğim müsaadenizle :)

2 Sisters' 2 dirty wallets ^^
Soru: Hangisi benim?

Geçen ilkbaharın yeni açan çiçekleriydi, yeni paylaşıyorum. :)

Annemin en az bizler kadar değer verdiği kendi mahsulleri, namı değer kırmızı biber :) 
Bu arada Maraş'ın dondurmasının yanında kırmızı biberinin de meşhur olduğunu bilmeyen yok demi? 

Kardeşimin minnak karpuzuydu bu da..Büyümedi tabi :)

Dershanenin başlarından..İlk kez çözdüğüm testte ful yapmak sevindirmişti azıcık :D

Bu da Yiğit'in birinci olduğu haftalardan biri. Şu an da Survivor izliyoruz, ailecek bağımlısıyız :)
Bu arada her daim ÜNLÜLER. :))

Bunu da aylar aylaar önce çekmiştim test çözerken. 
Paul'a armağan ediyorum :D

Bu da test çözerken dikkatimi çeken bir şiir. Çünkü bu sözlerin şarkısı vardı eskiden tanıdık gelmişti :)
Böyle şarkıları pek sevmem ama bu şarkı cidden güzeldi.

Merhabaa :))
Test çözerken ne kadar eğlendiğim oradan da görülüyor mu??

Mahmut ile Elif alınmasın ama onlar da kimmiş ki diye hemen işaretlemiştim. Cevap A tabi ki :)
Hüsrev ü Şirin diye halk hikayesi mi olur? 


Bu da uzun süre önce yaptığım bir posttu. Başlığını falan hiç değiştirmeden yayınlayacağım direkt. Kıyamıyorum silmeye yazmışım o kadar:)
Taslaklarımı bir görseniz, Blogger aleminde yazdığım ikinci yazı bile hala taslaklarda :)
Yani şu an hayatımda olan şeyler değil:)

8 Haziran 2014 Pazar

MIM again :)

Şu sıralar mimlerden gidiyorum zaten sınava kalmış bir hafta başka ne yapayım demi?
Şimdi blog alemine yeni katılmış bir arkadaşımızın başlattığı mimi yapıyorum vee D.S.K. ye çok teşekkür ediyorum :)

Sorular sorular!
  • Uzakdoğu ile nasıl tanıştınız?
Herkes gibi önce Trt 1'de bir dizi (Saraydaki Mücevher) izleyip sonra İnternet aleminde ne ki bu diye araştırmalarım sonucunda kendisiyle tanışmış bulundum.
  • İlk izlediğiniz Uzakdoğu filmi, dizisi, animesi?
İlk film; Speed Scandal'dı sanırım ama ayıptır söylemesi sadece iki tane zaten :D
Ayrıntılı bilgi için tıklayınız :)
İlk dizi; Saraydaki Mücevher demiştim..
İlk anime; Another
  • İlk yazdığınız post?
Kore'yle tanışmam ve Saraydaki Mücevher hakkında ''İLK POST'' diye başladığım yazı olur :)
http://lowerkorea.blogspot.com.tr/2012/09/ilk-postkore-ile-tansmam-ve-dae-jang.html
  • İlk yorum alan postunuz?
Hayattan Payetler'den gelmişti ilk yorumum ve o zamandan beri beni hiç yalnız bırakmadı, yorumlarını eksik etmedi :) Onu çok sevdiğimi zaten biliyordur. Hayatının en kısa sürede yoluna girmesini onun kadar istiyorum.
Post; http://lowerkorea.blogspot.com.tr/2012/10/en-buyuk-show.html
15. yazımmış bu arada :)
  • İlk beğendiğiniz aktör/aktris (oppa/unni) ?
Oppam ya da unnim yok yanda belirttiğim gibi :)
Ama ilk ilgimi çekenleri yazayım; Ji Jin Hee ve Lee Young Ae (ikisi de Saraydaki Mücevher'den)
  • İlk aldığınız mim?
Hiç başlatmadım :)
  • İlk takibe aldığınız blog?
Çok eski ya gerçekten hatırlamıyorum.
Yani hatırlıyorum ama beş seçenek var kafamda. Tek tek yazayım mı? Ben de öyle düşünmüştüm :)
  • İlk yazdığınız dizi/film postu?
Yukarıdaki post işte Saraydaki Mücevher :) 
  • İlk dinlediğiniz kpop grubu?
Super Juniooorr !! :D
  • İlk aldığınız mim?
Başlığı 'Birinci Geleneksel Mim Postu' olan;

Sorular bitmiiş :) Bol linkli bir yazı oldu sanırım :) 

PaulEfe KızıKore'ye SevgilerHanijuni ve  Ela mimlendiniz :)



7 Haziran 2014 Cumartesi

Nedir Ne Değildir Mimi :)

Deep üç tane mim yazmış ben de seçip beğenip bunu aldım :) İlk defa gördüm bu mimi.
Başlamadan önce Deep'e teşekkür edelim tabi ki :) (etmiş sayıldım mı? Bence de hayır kkk)
Teşekkürler :)

Sorular gelsin!
  • Blog açma hikayeniz nedir?
Bir eylül günü Onur Ataoğlu'nun blogunu okudum okudum sonra kendime de açtım bir tane :) Daha ne olduğunu bile bilmeden yani:) Ama herkes bir süre pek ilgilenmemiş ben istikrarla yazmıştım, ne olduğunu bilmeden :D
  • Blog isminiz nereden geliyor?
Ablamdan :)
Bu 12548. anlatışım ama bi daha anlatayım;
Ben ablama abla blogumun ismi ne olsun dedim o da 'Ne Olsun' olsun dedi.
  • Hangi mevsimi seversiniz?
Benim cevabım çok klişe ama altı üstü dört tane zaten :) İlkbahar diyorum!
Ama artık ilkbahar diye bir şey kalmadı maalesef. Bu arada Deep de sonbahar demiş. Sonbahara hiç o gözle bakmamıştım :) Artık onu dışlamayacağım :p
  • Bu mevsim size neyi çağrıştırıyor?
Balkonda yapılan kahvaltıları, cemreleri, kuşları, her yeri kaplayan çiçek kokularını, göz alabildiğine papatyaları, güneşin yüzünü gösterdiğinde içimizi kaplayan mutluluğu...
  • Kırmızı ruj mu eyeliner mı?
Kırmızı ruj :) Ama hiç tam olarak kullanamadım şaşıracaksınız ama çok dikkat çekiyor :)
  • Blog yazmak size ne kazandırdı?
Enn başta çook sevdiğim insanlar oldu. Hiç tanımadan sadece yazılarıyla birilerini ne kadar sevebileceğimi, hayranlık duyabileceğimi gösterdi. Normalde insanları seven biriyim zaten ama beğenmediğim yönleri de görmezlikten gelemiyorum. Burada herkes zaten kötü yönlerini de söyleyebiliyor ve onlar bu şekilde daha sempatik oluyor. Bana insanları tüm özellikleriyle kabullenebileceğimi gösterdi.
Daha biiir sürü var tabi ama bir de listeme yeni dizi/filmler eklettirdi :)
  • Kitap okumak mı bir şeyler yazmak mı?
Okumak.
  • Şiir mi roman mı hikaye mi?
Gerçekten seçmesi çok zor ama şiir diyeyim :)
  • En çok etkilendiğin film?
Seçemedim yine ama Felaket Bulutu olabilir ya da My Name Is Khan da olabilir ya cidden seçemedim :/
  • Hangi tür kitap/film?
Tarihi kitap-Komedi filmi
  • Öğrenci olma mı iş hayatı mı?
Kesinlikle öğrenci olmak değil ama iş hayatı da değil :) Mümkünse boş gezenin boş kalfası değilse de mecburen iş ama hafifinden ;)
  • Kitap okumak mı film izlemek mi?
Film izlerken kitap okumak :)
Kabul olmazsa da sadece kitap okumak :)
  • Klasik giyim mi spor giyim mi? 
Yerine göre her ikisi de ama genel olarak spor giyim.
  • Almaktan asla vazgeçmeyeceğiniz şey?
Kahvee :)
  • En sevdiğiniz yemek?
Mantı diyelim mantı olsun :)
  • En sevdiğiniz dizi?
Şu sıralar oynayan; Kardeş Payı.
Şehrimde çekildiği için Yedi Güzel Adam'ı da anayım :)
Gelmiş geçmiş; Im Sorry I Love You
  • Özel yeteneğin olsa bunun ne olmasını isterdin?
İnsanların ne düşündüklerini duyabilmek :) Çok çok çok isterdim.
  • Hasta olmanın en kötü yanı nedir?
Beynimin bir iple bağlanıp sıkılması.
  • Alınacak listen var mı?
Deve demiş ki; kimin yok ki?
  • İlk aldığın makyaj malzemesi?
2 adet ablam olduğu için ben pek almam ama ojedir herhalde :) Oje sayılmaz derseniz dudak balmı olduğunu düşünüyorum :/
Ben dün ne yediğimi hatırlamıyorum bana sorduğunuz soruya bakın:)

Bitmiş kii :) [bu konuşma şekli de Deep'ten geçti:)]

D.S.K. ve  F.Reyyan Saka (konusu geçen ablam olur) mimlendiniz ;)


5 Haziran 2014 Perşembe

''GARİP''ÇİLER


Evet bildiğimiz edebiyatımızın bir akımı olan Garip akımından bahsedeceğim. Ama hocanın verdiği ödev sonucu ansiklopedik bilgi arayanlar yanlış yerdesiniz. Burası blogger burada olmaz o sizi Vikipediye alalım:) ''Okumazsanız okumayın'' gibi şeyler ima etmiyorum tabi. Amaan hem ödev de neymiş ben bu zamana kadar yapmadım, bir şey olmuyor merak etmeyin:)

NOT: Bol şiirli bir edebiyat postu olacaktır ama duygulu şiirler değil, sonuçta Garip akımında bahsediyoruz;)

Garip hareketini başlatanlar;

Orhan Veli Kanık
Melih Cevdet Anday
Oktay Rifat Horozcu

Bakınız gariplik 1: Adamların baş harflerinden OMO çıkıyor:)
Omo!! Bizim Kore'ye de uydu değil mi?:)

Dediğim gibi Garip akımını açıklamayacağım, zaten adı üstünde;) Bir şiir yazayım anlarsınız :)

Ağaç
Ağaca bir taş attım;
Düşmedi taşım,
Düşmedi taşım.
Taşımı ağaç yedi;
Taşımı isterim,
Taşımı isterim!

Hah işte Garip şiiri bu:) İşte bu şiir oluyor ama garip bir şiir oluyor. Adamlar demiş ki biz istediğimiz her şeyi yazacağız ama kafiyeymiş, redifmiş... kural tanımayız. Şiir yazacağız diye estetik olmak zorunda da değiliz biz de böyle yazarız şiirimizi demişler bu çıkmış:) 

Orhan Veli bu akımın en iyisidir. İşin GARİBİ 36 yaşında ölmesine rağmen diğerlerine göre daha fazla ve güzel şiirler yazmış.Yaşasaymış neler yaparmış siz düşünün. Hocamızın anlattığına göre adam kuyuya düşüp ölmüş. Büyük ihtimalle de içkili iken ayağı kaymış.

Evet içki belki de Orhan Veli'nin ölümüne neden olsa da yöntem buymuş. Adamlar içkiliyken daha doğal, içten ve dürüst olduklarını düşünüyorlarmış ve içkiliyken yazdıkları şiirleri başyapıt sayıyorlarmış:) Ben de Garip şiirine ilgi duysam da baş yapıtımı ayık kafayla yapacağım:))
Ha bir de hipnoz yöntemi varmış. Hipnoz ettikleri kişilerin yazdığı şiirleri de çeşitli baskılardan kurtularak sadece bilinç altındakileri yansıttığını düşünerek başyapıt sayıyorlarmış yine. Mantıklı aslında düşününce herkesin üstünde çeşitli baskılar vardır ve bu baskılar nedeniyle doğal davranamayabilir ama içkili insanın ya da hipnoz edilmiş insanın tamamen doğal oldukları nereden çıktı? 

Garip hareketinden o kadar da garip olmayan bir şiir;
Anlatamıyorum
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu 
Bu derde düşmeden önce

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum

Orhan Veli

Buraya kadar olan kısmı bir yılı aşkın bir süre önce yazmıştım. Artık taslaklardan çıkarmanın vakti geldi diye düşündüm :) Bu arada yazıya hiç dokunmadım tamamen bir yıl önceki düşüncelerim o kadar emek harcamışım silmek de istemedim :)

Yine Orhan Veli'den bir şiir. Tahminleri alayım? :))

İstanbul'u Dinliyorum
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı

İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyor, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından 
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.

Orhan Veli'nin bu şiiri bize çok duygulu gelebilir ama sadece gözlerini kapatmış ve İstanbul'u dinlemiş. Sonra da bunu kağıda dökmüş. Bu kadar basit (!) :)

Kitabei Sengi Mezar
Hiç bir şeyden çekmedi dünyada 
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda 
Anmazdı ama Allah'ın adını,
Günahkar da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendiye 

Mesele falan değildi öyle,
To be or not to be kendisi için;
Bir akşam uyudu;
Uyanmayıverdi.
Aldılar, götürdüler.
Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.
Duyarlarsa öldüğünü alacaklılar
Haklarını helal ederler elbet.
Alacağına gelince...
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.

Tüfeğini depoya koydular,
Esvabını başkasına verdiler.
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matarasında dudaklarının izi;
Öyle bir rüzigar ki,
Kendi gitti,
İsmi bile kalması yadigar.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında, el yazısıyla:
''Ölüm Allah'ın emri,
Ayrılık olmasaydı.''

Bu da en sevdiklerimden :) Süleyman Efendi hocasıydı yanlış hatırlamıyorsam onun ölümü üzerine yazmıştı yine yanlış hatırlamıyorsam :)

Rahatı Kaçan Ağaç
Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın.

Geceyi gündüzü biliyor
Dört mevsim, rüzgarı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı.

Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin.

Bu da Melih Cevdet'ten...
Başlık dikkatimi çekiyor o yüzden paylaşmak istedim. Dikkat bunlar LYS'de çıkabilir ;)

Sırada Garip hareketine dair okuduğum ilk şiir olduğunu düşündüğüm şiir gelsin; (tanıma bak be!)
Ekmek ve Yıldızlar
Ekmek dizimde
Yıldızlar uzakta ta uzakta
Ekmek yiyorum yıldızlara bakarak
Öyle dalmışım ki sormayın
Bazen şaşırıp ekmek yerine
Yıldız yiyorum

Çok iyi ya! :D Keşke ben yazsaydım dediğim şiirlerdendir.
Bu arada Oktay Rifat'ın olduğunu bilmiyordum ya da unutmuş olmalıyım. Ondan da şiir paylaşmamıştım iyi oldu :)

Son olarak gruba ithafen...

Fotoğraf
Dört kişi parkta çektirmişiz,
Ben, Orhan, Oktay, bir de Şinasi...
Anlaşılan sonbahar
Kimimiz paltolu, kimimiz ceketli
Yapraksız arkamızdaki ağaçlar...
Babası daha ölmemiş Oktay'ın,
Ben bıyıksızım,
Orhan, Süleyman Efendiyi tanımamış.

Ama ben hiç böyle mahzun olmadım;
Ölümü hatırlatan ne var bu resimde?
Oysa hayattayız hepimiz.

Edebiyatımızda ilk aykırı akımın doğmasına vesile olan üç şaire (!) saygılar...


1 Haziran 2014 Pazar

Google bana yönlendirmişse bir bildiği vardır.

Artık başlıklarım hakkında kendim bile yorum yapmak istemiyorum. Alıştık demi? Teşekkürler.
Neyse şoku atlattıysak asıl konuya gelelim. Hani şu Google aramalarından yapılan postlar var ya bu da onlardan. Aslında daha önce de yapmak istemiştim ama bloguma bir şekilde gelmiş insanların ne yazdıklarını bu şekilde buraya yazmak doğru gelmemişti silmiştim yazıyı. Ama sonra da amaan nereden görecekler hem bu kadar ince davranmanın ne alemi var hem alınmazlar ki zaten, zaten sadece kötü şeyler yazmayacağım diyerekten kendimi avutuyorum ama o kişilerden de özür dileyerek başlamak istiyorum :)

endonezyaca aşk sözleri: Evet Endonezya dilinde bildiğim kelimeleri yazdığım bir yazı yazmıştım ama bu aramalardan ne kadar çok geliyor bir bilseniz :) Sanırsınız ki Türkiye olarak Endonezya ile aşk yaşıyoruz :) Bunu yoğun istek kabul edip Facebook'taki Endonezyalı arkadaştan aşk sözlerini de öğrenip yazsam mı?:P

Not: İyi fikirmiş ama

çook güzel yazılı sözler: Çok değil çook güzel yazılı sözler arıyorum! :)

oje ygs: ???? YGS'ye ojeyle girilir mi diye sormak istedi acaba :) Bence girilir :D Ama ne olur olmaz bi de aseton alın ya da hiç sürmeyin :) Ben de çıkartayım bari :P 
Aslında YGS yazılı nail artlardan da bahsetmiş olabiliir, çok yaratıcı :)
(Buradan yazıyı ne zaman yazmaya başladığım hakkında fikir edinebilirsiniz.)

manyak kilo verme hıkayeleri: Öyle bir şey yok! Varsa da o hikayenin sonu mutsuz biter :(
Zaten arkadaşın buraya kilo verme kısmı için değil de diğer kısmı için uğradığını düşünüyorum :)

kedi tesbih çay: Bu arkadaşı örnek olsun diye koyuyorum:) İşte bir Google araması böyle olmalı, net!
Aradığını da bulmuş zaten:)
Yukarıdaki de Rize kedisi bu arada:) Ama diğer şehirler için değil K.Maraş içim koymuştum sadece.

endonezyada v ile başlayan kelime: Ooo çok derin bir kuyuya düşmüşsün arkadaşım sen:)

nasip: Nasip... 
(Bunu YGS için söylediğime eminim)

mutluluğun formulunu buldum facebook: 
Facebook'tan cevap: Bana da söyle kanka:)

mutluluk formülü neymiş?: Benim blogumda mutluluğun formülü mü yazılı? :@
Evet yazılı :) 
Ama Google'dan bir şey aratırken soru işareti koymamıştım hiç:) Siz yaptınız mı pekii? İtiraf edin!

loverk: Ayy işte en sevdiğim arama da bu oldu, biri benim adımı yazıp aratmış *_* 
Belki beni aramayı planlamadı ama şimdilik bu ihtimali düşünmek istemiyorum, çekilebilirsiniz :))

senin olmayan birini kıskanmak: Direkt böyle bir şey yazmamışımdır bloga ama Google hissetmiş olacak itiraf ediyorum aynı şeyi yaşamışız. 
Çok kötü bir şey, bilirim :/

hobim uyumak fobim uyumak diye bir söz vardı neydi o ? Facebook sözleri: Hayatım uyumak diyosun yani..hmm... 
Ama bilmiyorum valla o sözü bilen beni de aydınlatsın :) 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...